348 syf.
10/10 puan verdi
''RUHUNU SIKI TUT DOSTUM, DAĞILMASIN ! ''
''Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir.'' Kitapta en beğendiğim alıntılardan biri. Başlangıcı bu alıntı ile yapmak istedim. Hayata ve insanlara dair düşüncelerimiz ve hislerimiz günden güne değişebiliyor. Hayatımız sağırlara şarkı söylemekle geçiyor. Bu düzelir mi
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016k okunma
Çocuğunuza ne kadar harika olduğunu ilan eden bir şey almadan önce iki kere düşünün. “Çok Şımarık” yazılı bir tişört, çocuk yaramazlık yapana kadar şirindir -haydi dürüst olalım; bu süre, çoğu çocuk için yaklaşık üç dakikadır. Prens William ya da Prens Harry değilseniz, kızınıza “Prenses” olduğunu iddia eden bir giysi giydirmeyin. Çünkü değil. Aşın bunu. Yine benzer şekilde çocuğunuzun boynuna “Patron Benim” diyen bir önlük takmanız, büyük ihtimalle, sadece dile getirilmekle olacağı beklenen bir kehanettir. Kuşkusuz, çocuklar hayatımızı değiştiriyorlar ama artık evi onların idare ettiğini ilan etmenin de bir gereği yok. Ve lütfen onlara Tori Spelling'in oğlunun giydiği, “Annem Çok Seksi” yazılı tişört veya Jean’in Old Navy mağazasında gördüğü “Ben muhteşemim, annem de öyle” yazılı gömlek gibi, sizin ne kadar harika olduğunuzu ilan eden şeyler almayın. Bazıları bunların “şirin" olduğunu ileri sürüyor. Bizim sorduğumuz ise şu: Neden şirin? Kültürümüzde “şirin" görünen narsistik davranışlar, artık sevimsizleşinceye kadar kabul görüyor hatta teşvik ediliyor. Ve ikisi arasındaki fazla genellikle çok ama çok kısa.
Sayfa 132
Reklam
"İnsan canavardır!" diye bağırdı ve sopasını şiddetle taşlara vurdu. "Büyük canavar! Zatın bunu bilmiyor. Bütün işlerin yolunda gitmiş, ama bir de bana sor. Canavar, diyorum sana! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni. Ben senin iyiliğini isterim, aradaki uzaklığı koru patron!"
Sayfa 74
Üretim yöntemleri geliştikçe işçi çocuklarını eğit­mek de giderek gerekli oluyordu. Bu işverene pahalı gelmeye başlayınca, fabrikatörlerin işini devlet üst­ endi. Bugün bile patron derneklerinin (“işveren sen­ dikaları’’) düşünce ve öğütlerini almayan hiçbir resmi eğitim planlaması yoktur. İşveren sendikaları, lise mezunlarının sayısını arttırmamaları için bakanlıkları uyarıyorlar, çünkü bantta çalışması gerekli olan ilkokul öğrencilerinin sayısı azalabilir. Devlet temsilcile­ri büyük işverenlerin isteklerine uyuyorlar. İşverenler onlara nasıl yurttaşlara ihtiyaçları olduğunu söyler. Devlet onları üretir ve masrafları üstlenir. Oysa biz, öderken devletiz.
En büyük korkularının bulunduğu yer, aynı zamanda en çok gelişmenin seni beklediği alandır.
İnsan canavardır, patron! Büyük canavar! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru, patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünkü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni.
Reklam
124 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 34 hours
Eksik Parça
Godot'yu Beklerken, ismini birçok kez duyduğumuz bir tiyatro metni. Bu esere kadar absürt tiyatro hiç okumamıştım. Kara mizahtan pek hoşlanmam birçok mantıksızlık gibi görünen durumlar barındırdığı için, ama buradaki absürtlük daha okunabilir ve güldürücü geldi bana. 2 perdeden oluşan eserde ana karakterler Estragon (Gogo) ve Vladimir (Didi).
Godot'yu Beklerken
Godot'yu BeklerkenSamuel Beckett · Kabalcı Yayınevi · 19928k okunma
Beni ihtiyarlık korkutuyor patron! Ölüm bir şey değildir, bir püfff! Ve mum sönüverir; ama ihtiyarlık... büyük ayıp bence.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.