Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Güçlü olmak demek, İskender ya da Moğollar gibi güçlü ordularla dünyayı talan etmek demek değil, güç ve kudretin zirvesindeyken bile o gücü sana bahşedenin farkında olmak demektir. Sahip olduğumuz her şeyin bir emanet olduğunu bilmekten, elimize geçirdiğimiz gücü, ilmi, bilgiyi, nimetleri, inancı insanlara layığı ile aktarabilmekten ibarettir!
"Büyük" Selçuklu
İşte Selçukluları “büyük” yapan şey buydu. İşin sırrı güçlü ordular, çok iyi silah kullanmaları, zenginlikleri, nice toplumları emir altına almaları değildi. Onların asıl gücü, herkesin maddeye taptığı, gönlünü geçici heveslerle meşgül ettiği bu dünyada kalıcı ve sonsuz olana gönül vermeleriydi. Kalpten dünya sevgisini çıkarmış, Allah sevgisini yerleştirmişlerdi. Bu yüzden kalpleri yüzyıllar geçse de hâlâ bir ayna gibi parlamakta, günümüze ışıltı saçmaktadır.
Reklam
Hedefleri olan, okuyan, dinine saygılı, medeni, sanatkar, âlim, adanmış Selçuklu toplumunu iyi tanımalıyız.
Diyarbakır
Diyarbakır'ın ne kadar kadim bir şehir olduğunu bilmeyen yoktur. Evliya Çelebi'nin Seyahatname'de en uzun anlattığı şehir Diyarbakır'dır. Diyarbakır eski medeniyetlere ve dinlere merkez olmuştur. Evliyamız, “Diyarbakır'da iki peygamberin kabrini ziyaret ettim” demekte ve isimlerini vermektedir. Bunlardan biri Yunus(as) Peygamber'dir.
(...) inşa kitabesini de maalesef çoğu kişi okuyamıyor, hiçbirimiz okuyamıyoruz. Yapıyı ve plan şemasını okuyamıyoruz, kitabeyi okuyamıyoruz, bu durumda atalarımızın yaptığı eserleri tapınak, kilise, sinagogdan çevrildi zannediyoruz. Şu durumda “biz hiçbir şeyi başaramayız” cümleleriyle yaşantımızı boynu bükük bir vaziyette sürdürüyoruz.
Reklam
Yıllarca bize anlatıldığı gibi Selçukluların Orta Asya'dan direkt Anadolu'ya girdiğini zannettik. Şu son Suriye savaşı sırasında da halkımızın bu konudaki hafıza kaybı ayan beyan ortaya çıktı, “Suriye ve İrak Türkmenleri mi? Onları da nereden çıkardınız!” yorumların, hepimiz duyduk maalesef. Aslında Orta Doğu Türkmenleri bizim Büyük Selçuklu bakiyelerimizdi. Biz unutmuştuk!
144 syf.
4/10 puan verdi
Remzi Çavuş/ Tarihte İlginç Gerçekler. 1971 yılında Samsun'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Samsun'da, lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde tamamladı(1995). Yüksek lisansını Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde, doktorasını Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yaptı. Tarih yalnızca savaşlar, barışlar, kurulan devletler değildir. Tarihte yaşanmış bazı olaylar insanları üzerken, bazen de güldürmektedir. Yazar tarihte anekdot diyebileceğimiz kısa ibretlik olayları inceleyerek, eserde toplamıştır. Mısır, Yunan, Roma, Çin, Hindistan, Bizans, Cahiliye devri, Dört Halife devri, Emeviler ve Abbasiler, Endülüs, Gazneliler, Eyyubiler, Büyük Selçuklu Devleti, Osmanlı siyasi tarihi, Osmanlı Kültür medeniyeti, Avrupa tarihinden sahneler, Yahudi, Ermeni, Amerika, Rusya, yakın tarih başlıklarıyla bu anekdotları bölümlere de ayırmış, zengin bir kaynakçayı da kitabın sonuna eklemiştir. Tarihten ibret almak amacıyla faydalanmak isteyenlerin okuyabileceği bir eserdir. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Tarihte İlginç Gerçekler
Tarihte İlginç GerçeklerRemzi Çavuş · Yitik Hazine Yayınları · 2006147 okunma
Reklam
Nizamiye Medreseleri'nin Anadolu Uzantıları
Kayseri Gevher Nesibe ve Mahperi Hunat medreseleri; Sivas Çifte Minare, Buriciye ve Gökmedrese; Akşehir Taş Medrese; Erzurum Çifte Minareli ve Yakutiye medreseleri ve daha nicesi sayılabilir. Bu medreselerin her biri aslında Büyük Selçuklu Devleti'ndeki Nizamiye Medreseleri'nin Anadolu uzantılarıdır.
İran'da Perslerden Kalan Selçuklu Düşmanlığı
Yıllardır duyduğum şeylerin gerçek olduğunu görmek beni üzmüştü, İranda baba-oğul Pehleviler dönemindeki Farslılık (Perslik) akımları ve Selçuklu düşmanlığı gerçekti. Pehlevilerin emriyle İran kütüphanelerindeki yüzlerce Selçuklu el yazması yakılıp yok edilmişti. Selçukluların başkenti Rey, “kazı yapıyoruz” bahanesiyle şer ellere teslim edilmiş ve dinamit patlatarak yapılan ka ularda koca bir Selçuklu kültürü yok edilmişti. Bugün Rey'e gittiğiniz zaman toprak yığınlarından başka pek bir şey göremeyeceğiniz, bir hakikattir...
Avrupa cenahında Paris, Salerno ve Oxford şehirleri başta olmak üzere birçok üniversite, Nizamiyelerden etkilenmiştir.
Nizamiye Medreseleri açıldıktan sonra,
İslam devletine resmen yeni bir soluk geldi. Şiiliğin başta İsmaili, Karmati ve Nizari kolları olmak üzere daha nice aşırıya kaçan kolları bu topraklarda kolay kolay hareket sahası ve taraftar bulamaz hâle geldi. Büveyhiler ve Fatımiler gibi son derece güçlü iki Şii temelli devletin desteklediği büyük ölçüde siyasi hareketler İslam toplumunda kanserli bir hücre gibi hızla yayılıp önce toplumu ardından da dini mahvetmek üzereyken, Selçuklu'nun bu stratejik dokunuşu tüm dengeleri birden tersine çevirmişti. Önü kesilen bu akımlar ne büyüyebildiler ne de toplum tarafından kabul gördüler. Kısıtlı bölge ve kalelerde hapsolup erimeye başladılar.
Nizamiye Medresesi Kütüphaneleri
Büyük Selçuklu çağında kitap her şeydi. Nizamiye Medreselerinin kütüphaneleri ise dillere destandı. Binlerce cilt kitap barındıran bu kütüphaneler öğrencilere başka bir yere gitme ihtiyacı bırak mıyordu. Bağdat Nizamiyesi'nde altı bin cile kitap olduğu rivayet edilmektedir.
1.367 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.