Binlerce vatan evladımızı Allahuekber Dağı'nın yamaçlarında Sarıkamış meşeliğinde, dere boylarında, Bardız yaylalarında cansız bıraktık. Kar altında, buzdan heykellere dönmüş naaşlarını toprağın kucağına bırakmadan kurdu kuşa teslim ettik. O yüzden Allahuekber yaylalarında, Sarıkamış meşeliğinde, Bardız Deresi'nde gelincikler, daha bir kırmızı daha bir büyük açar. Bir de boyunlarını bükmeleri yok mu? Derinden derine kanayan bir yaranın, hiç dinmeyen bir sızının usul usul dile gelişidir bu. Söze dökülmeyen ağıtların ezgisidir hüzün çiçeklerini kan kırmızıya boyayan...
"Yaradan'ın buyurduğu düzeni tersyüz etmeye kalkan tüm zihinler eninde sonunda hastalanır, hastalanacaktır, hastalanmaya mahkumdur.
Reklam
"Ölümün yanı başımda olması korkunç bir şeydi fakat asıl korkuncu öldükten sonra insanların beni iyi hatırlamayacak olmasıydı."
"...geçmiş, geçmişte kaldı; şu an geç­miş bitmiş şeyleri konuşmanın anlamı yok."
Neler istediğimi kim söyleyebilirdi? Benim bile asla bilmediğim şeyleri nasıl söyleyebilirim?
Kafamdaki düşünceler değişmişti bir kere, olan olmuştu. İyi ya da kötü, bağışlanabilir ya da bağışlanamaz. Ama olan olmuştu.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.