“Artık uçmayı aklına bile getirmeyen, rakamlar olmaksızın düşünemeyen, her şeyi, nihayet kendi çocuklarını bile bu kara mekanik düzene uydurmaya çalışan büyükler!
Çocukların nelerle oynadığına bir bakın! Oğlanlar ölüm kusan savaş makineleriyle, kızlar her şeyi iğrenç bir pembeye boyayan kozmetik bebeklerle! Peki neyin hayalini kuruyor bizim çocuklarımız? Kendilerini kısa yoldan şöhret kılacak ve amaç için her şeyin meşru olduğu kestirme yolların! Sonu gelmeyen tüketim dolambacında çılgınca savrulmanın! Nasıl ifade ediyorlar kendilerini? Birtakım işaretlerle, kısaltmalarla, melez ve aksanlı laf kırıntılarıyla... Çünkü sözcüleri yok, cümleleri yok ve galiba bize anlatmayı istedikleri bir hayalleri de yok!”