Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Yaşam bir ironi
Tarih kitaplarını okurken büyük savaşların gerçekleştiği sırada bütün insanların acı ve ızdırap içinde olduğunu düşünürdüm…sonra o dönemlerde çekilen filmleri izlediğimde hayrete düşer nasıl olur da dünya kanrevan içinde iken, hergün binlerce insan ölür iken açlıktan ya da bombalardan, bir grup insan hala eğlencesini devam edebiliyordu. yoksa onlar aynı dünyanın insanları değilmiydiler? Aynı dünyada yaşamıyorlar mıydı…düşünür dururken büyüdüm ve dünyanın korkunçluğunun farkına varmakla kalmayıp bizzat kendim şahit oldum. Gazze’de bir baba minik meleğinin cansız bedenine sımsıkı sarılırken son bir veda son bir gözyaşı son bir öpücük alnına kondurur iken, travmatize olan bir çocuk olan biteni anlam veremeyip şaşkın bakışlarıyla kameralara bakariken ben telefonumun başına oturmuş onları izliyorum, çayımdan bir yudum daha alırken boğazım düğümleniyor ve elim ayağım buz kesiyor . Artık ne hissettiğimi bile bilmiyorum, insan duygularına nasıl yabancılaşır bilmiyorum ama hissedemiyorum…hayat bir yerde yaşanmaz bir hal almışken bir kitle ölür iken de devam edebiliyormuş… işte bu ironiye anlam veremiyorum. Dinlediğim şarkıların anlamı değişmiş benim de duygularım…ama hayat devam ediyormuş inatla ve hiç olmadığı kadar acımasız, ciddi ve bizimle dalga geçermişçesine…
Reklam
GECE YARISI YOLCULARI | 16
Oradaydılar, el ele.. Ne sebep olmuştu yataklarına başka birini almaya?? Peki ne engel olabilirdi şu an onların yüzlerine tükürmeye? İçi yanıyordu. Gerçekten içi yanıyordu. Onun içi yanarken, eşi buz gibi bakışlarla ona bakıyor, yanan sigarasını söndürmeye çalışıyordu. Ama izmariti küllüğe değil, komodine basıyordu. 'Salak!' diye geçirdi
Gitme demem hiç istemem Kalbim kırık yaralarını gör istemem Yatak terli ve soğuk Yüzüm asık ve donuk Aşk beni beter eder gibi yeter Buz tutmuş ellerim bak Yataktan kalkamaz halim eyvah Sen yoksun bütün bu camlar kırık
İşte ! Gene bahar saçlarım dolu rüzgârlarla Merhaba! Diyorum bir sürgün olarak yaşadığım Yeryüzüne Merhaba! Böceklerin, yanardağların, rüzgârların ve okyanusların evi Bizim sevgili küçük bahçemiz Benim doğduğum gezegen Takvimlere bakıyorum: Mart’ı gösteriyor Ben’se Nisan’a çarpıyorum Öpüştüğüm güzelin adını soruyorsanız: Mayıs Geceleyin
Ölmeden önce dudaklara bırakılan, gözyaşlarıyla tuzlanmış buz gibi bir öpücük soğukluğu var içimde şimdi.. Rotasız Kaptan
Reklam
Uyursun geçmez. Daralır sokağa çıkmak istersin geçmez. Kafanı dağıtmak için bir film açarsın geçmez. Şarkılara sığınmak istersin geçmez. Eski dostlarınla vakit geçirmek istersin geçmez. Seni mutlu edeceğini düşündüğün şeyler yaparsın geçmez. Kimselerin seni tanımadığı bir yerlere kaçmak istersin geçmez. Ne yaparsan yap geçmez hissettiğin
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.