Ailede Çocuğa Din Eğitimi Verilmesi
Süleyman Gülek Çocuk için bedenî ve ruhî her açıdan en mükemmel yetişme ortamı ailedir. Çocuk bakımı ve çocuk eğitimine dair kurulan çocuk yuvaları ve benzeri müesseselerin ne kadar iyi olursa olsun, her şeyiyle ailenin yerini tutamayacağı açıktır. Çocuğun hayatının en önemli dönemini kendileriyle beraber geçirdiği aile, çocuğun genel eğitiminde
Ey demeden mazhar-ı tuğyan ü isyanım oğul, Takmayan boynuna hergiz tavk-ı ferman'ım oğul, Ben kıyar mıydım sana ey Bayezıt Han'im oğul, Bigünahım dime bari, tevbe kıl canım oğul. Enbiya vü evliya, ervah-ı âzam hakkıçün, Nûh u İbrahim ü Musî İbn-i Meryem hakkıçün, Hatm-ı âsâr-ı nübüvvet Fahr-i Âlem hakkıçün, Bigünahım dime bari, tevbe kıl
Reklam
Dünyadan gitmek
Şu aldatıcı dünyanın her şeyine kandık. Geldik, gördük, sevdik, sevildik. Bizim zannettik. Evlerde oturunca, arabalara binince bize tahsis sandık. Baharları sevdik, çiçekleri sevdik. Aldatan ne varsa sevdik.. Bir Allah'ı sevdik deyip, binler aldatanı sevdik... Geçici olanı istedik, içimizdeki sonsuz isteğe rağmen. Herkesin gönlünü ettik... Yoldan geçen karıncayı bile incitmeyelim dedik. Ama karıncayı yaratanı incitmemeyi bilemedik... Huzuru heveslerde aradık. Sonlu olan, bitek, yiten, gidenlerde. Manayı bilenler, az bir lezzetine varanlar terk etti dünyayı. Sana dalanlar boğuldular dedi. Her an O'nunla (c.c) olmakla kurtuluruz senden dedi. Aldanmadı ve aldatmadı... Biz hem aldandık hem aldattık hem de aldatan ve aldananlarla bir olduk. Fakat hala bir umut var. Umut daima var. Umutsuz olmak o aldatandan medet ummak değil mi zaten. Umutlu olmak, kimseleri değil yalnız seni c.c) razı edeceğim demek değil mi? Dünyadan gitmek dedim ya. Herkes dünyadan çekip gider arkadaşım. Sen gitmeden gidebilir misin? Baharlar geldiğinde dalında duran gülü değil de, ona can veren toprağı sevebilir misin? Kışlar geldiğinde yağan karı değil de solup giden yapraklara bakıp, ben de soldum senden gayrısına diyebilir misin? Talip misin fikr etmeye?
ÂHİRETTEKİ EN BÜYÜK ÜZÜNTÜNÜN SEBEBİ
Tâbiîn’den Ebûbekir el-Hüzelî (rah.) şöyle anlattı: Biz, Hasan-ı Basrî’nin (rah.) yanında otururken birisi geldi ve “Az önce falancanın yanında idik, ölüm döşeğinde idi. Ona, kendisini nasıl hissettiğini sorduk. “Vallâhi çok acı çekiyorum. Zannederim âhirete yolculuk vaktim geldi. Fakat şimdi onu bırakalım. Siz söyleyin; şu sandıkta bulunan,
√ DÜN √ Seksenlerde çocuktum, doksanlarda ergen.. Çok güzel kareler geliyor şimdi bile gözlerimin önüne dünlerden.. Meselâ minik bir çivi, erkek çocuklarına oyun aracı olurdu yağmurlu havalarda. Saplardık bir yere, çeker çizerdik hayallerimizi topraklara. Arkadaşlarımızın çizgilerine karışmazdı çizgilerimiz. Sabırla rekabet eder ve gülüşerek
Ağustos Böceği
Her zaman anlatılan ağustos böceğiyle karıncanın hikayesini bilirsiniz. Alışmışiz ezbere anlatır geçeriz. Oysa der ki kitaplar;ağustos böceği henüz daha larvayken ağaçtan düşer ve ağaç köklerine saklanır hem de tam on yedi sene. Sonra hep birlikte çıkıverirler toprağın yüzüne;başlar ağustos böceği ses çıkarmaya. Neslinin devamı için bu türkülerin
Reklam
127 öğeden 181 ile 127 arasındakiler gösteriliyor.