Mübadele sırasında ataları Ürgüp'ten Yunanistan'a gitmek zorunda kalan ve özlemle anlatılan hikayelerle büyüyen Dimitrios'un Ürgüp ziyareti ile başlayan hikaye, Mustafa Güzelgöz'ün "eşekli kütüphaneci" olmasına giden hikayeyle zenginleşiyor.
Halkların ancak okuyarak ilerleyip gelişebileceğini bilen Mustafa Güzelgöz kitaplara ulasamayanlara kendi yöntemiyle kitaplar götürüyor. Özveri, inanc ve sabır...
Gerçekte de Mustafa bey, eşekli kütüphane denilen uygulamayı ilk kez başlatmış kişidir. Beş eşek, iki at ve üç katırla 36 köye, 200 adet kitap alan kitap sandıklarını, hayvanlara yükleterek memurlarıyla beraber göndermiş ve günün koşulları içinde her türlü olanağı kullanarak gezici kütüphane hizmeti sağlamıştır.
Benim kitaptaki en sevdiğim alıntılar
"Kitap sevgisi de bütün öbür sevgiler gibi doğuştan vardır; ama uyuyordur. Onun, zamanı gelince uyandırılması gerekir."
"Köye kitaplık açmak, çöle çeşme götürmek gibidir. Kitaplığın girdiği yerden bilmezlik kaçar gider."
"Bizim halkımız çok yüzyıl önceden beri uyur. Çok kötü biçimde afyonlanmiş gibi uyur. Üfürükle tükürükle sersem tavuğa çevirmişlerdir onu."
"Onlar halkın uyanmasından korkarlar. Uyanırsa yönetemeyiz sanırlar. Dogrudur; yönetemezler. Çünkü halk uyanırsa, kendi kendini yönetir."
