Bilal Yoldaş

Zihinlerimizdeki duvarları bir süreliğine yıkalım, çünkü okumak üzere olduğunuz şeyi anlamak için sahip olabileceğiniz her türlü önyargıyı bir kenara bırakmanız gerekiyor.
Sayfa 1 - DomingoKitabı okuyor
Reklam
İnsan dediğimiz şey orta zekalı ve iki ayaklı bir yaşam formu; evrenin çok ıssız bir köşesinde yer alan küçük ve sulu bir gezegende, büyük ölçüde yanılsamalarla dolu bir varoluş sürdürüyor.
Sayfa 1 - DomingoKitabı okuyor
Tükettiğini üretmeyen insan gerçekten de parazittir.
Sayfa 35 - EverestKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
İnsan, insan olarak doğar ama bu insanlık hali hayatının ilk 5 yılında, ancak içindeki insanı koruyabilirse devam eder, ilk 5 yılda yaşadıkların insanlığa ters düşen şeylerse hayvana dönüşürsün. Düşünen, planlayan bir hayvana. İnsan hayvanlaşırsa bilinen en vahşi hayvan olur.
Sayfa 24 - EverestKitabı okudu
Ne tuhaftı, yaşadığımız zorluklar karakterimizin en kuvvetli yanlarını oluşturuyordu.
Sayfa 24 - EverestKitabı okudu
Reklam
Para uğruna asıl olduğumuz kişiyi feda ediyoruz. Bizi sistemin parçası olmazsak açlıktan ölebileceğimize inandırıyorlar.
Sayfa 67 - EverestKitabı okudu
İnsanlar kendilerinden o kadar uzaklaşmış ki, buraya neden geldiklerinin bile farkında değiller. Hele bir de ait olmadıkları bir eğitim alsınlar, üniversitede falan... İyice kafa karışıyor. Kendileri olmadıkları için sürekli değişip başka birisi olmaya çalışıyorlar ama hayat hepimizden daha akıllı, başkası olmamıza da izin vermiyor. Sürekli şekil değiştiren yaratıklar haline geliyoruz, ta ki kendimize geri dönene... Ya da ölene kadar,
Sayfa 66 - EverestKitabı okudu
Eğitim önemli diyorlar ya, hani herkes eğitilmeli falan. Bence senelerce eğitim adı altında işkenceye maruz kalıyoruz.
Sayfa 66 - EverestKitabı okudu
Hayatta herkesin çok iyi yaptığı bir şey olduğuna inanıyorum. Tek bir şey. Bu öyle bir şey ki, doğduğunuz andan itibaren içinizde olan, sizinle gelişen ya da kuruyan bir özellik. Doğallıkla mükemmel yapabildiğiniz bir şey. Kimisi en iyi pastayı yapabilir, kimisi en iyi su pompasını, kimisi en iyi beyin ameliyatını yapabilir, kimisi de en iyi dansı... Her birimizin farklı konularda en iyi şekilde yapabildiği bu bir tek şey, aslında kimliğimizin merkezidir. Ve biz bu merkezi keşfetmek yerine seyrettiğimiz filmlerin, okuduğumuz hikâyelerin, başarı öykülerinin ya da etrafımızda bize ne yapmamız gerektiğini söyleyenlerin, aldığımız eğitimin etkisiyle kendi merkezimizden uzaklaşıp bize koyulan hedefe yöneliyoruz. Aslında bizim olmayan ama bir şekilde yönlendirildiğimiz bu hedefe ulaşmak için sürekli değişiyoruz kendimizden uzaklaşarak. Bu değişimi de bize ait olmayan deneyimlerle ediniyoruz.
Sayfa 65 - EverestKitabı okudu
Özgürlük fazlaca abartılmış bir yanılsamadan başka bir şey değil aslında. Bir bedenin içinde var olan var olan ve zamana tâbi yaşayan bir yaratık nasıl özgür olabileceğini sanır ki?!
Sayfa 64 - EverestKitabı okudu
Reklam
Doğruyu bilmek adına deneyimi feda etmek... Bilgi, korkak beyinlerde deneyimi oldüren bir zehir gibi yayılır, eğer sürekli bilgiye dayalı hareket etmeye önem verirsen asla özgürleşemezsin, özgürleşemezsen deneyimleyemezsin, deneyimleyemezsen değişemezsin, değişemezsen asla senleşemezsin. Ama bilgi sürekli değişir ve ancak deneyim seni güncelleyebilir.
Sayfa 64 - EverestKitabı okudu
Bir kadını sahteliğe inandırmak, bir erkeği inandırmaktan daima çok daha fazla zekâ enerji ve deneyim isteyen bir şeydi.
Sayfa 39 - EverestKitabı okudu
Uzaktan bizi büyüleyen şeyler, yaklaştıkça sinirlerini kaybederlerdi.
Sayfa 35 - EverestKitabı okudu
Gece çekici gelen şeyler güneşle birlikte nasıl da bu kadar adileşebiliyordu.
Sayfa 28 - EverestKitabı okudu
Bilincimiz gündelik yaşantının yapılması gerekenlerinin kuşatmasındaydı, her an bir şeylerin peşinden gidiyorduk, çalışmazsak değersizdik, hayatı anlamlandırmak için sürekli çalışıyor, çalışmadığımızda da kendimizi uyuşturmak için diğerleriyle buluşuyor, sosyalleşiyor ve merakımızı her an diğerlerine vererek potansiyelimizi kurban ediyorduk. Bir filmde izlediğimiz suni bir karakter kendi potansiyelimizden daha ilgi çekici gelebiliyordu bize. İçi boşaltılmış, gereksizleştirilmiş merakımız, kendimiz dışında her şeyin peşinden gitmeye hazırdı. Yapmamız gerektiğini düşündüğümüz, inandırıldığımız şeyleri ve yapacak başka bir işimiz olmadığı zamanlarda yapmayı seçtiğimiz şeyleri düşününce içi sıkılıyordu insanın... İnsanlık boktan bir durumdaydı.. Açlık, kazalar, hastalıklar ve ölümler yüzünden değil! Üzerinde çalışmak için geldiğimiz kimlik bilincimizin, bir köşeye itilip tüm anlamsız şeylerin merak edilir hale getirilmesindendi. Kaybolmuştuk. Kendi dünyamızda, kendimize yabancı ve gündelik yaşantının buyurduklarına teslimdik.
Sayfa 18 - EverestKitabı okudu
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.