Bayram Ayata

Bayram Ayata
@byrm97
Yüreğimin sevgili evlatları, yaşayın ve mutlu olun ve Tanrı'nın geleceği insanın gözlerinin önüne sermeye tenezzül ettiği güne kadar tüm insani bilgeliğin şu iki sözcükle ifade edileceğini asla unutmayın: beklemek ve umut etmek! Dostunuz Edmond Dantés Monte Cristo Kontu
Sayfa 1551Kitabı okudu
Reklam
Tanrı "Ejderhanın dişlerini sökecek, aslanları ayağının altında çiğneyeceksin" dedi ve Monte Cristo Kontu bu yazıyı gördüğünde alacağı intikamın ortaya çıkışını hatırladı. Yazan Başrahip Faria, ikinci baba...
Sayfa 1480Kitabı okudu
Çocuklar ileride yetişkin erkek olunca üzerlerine demir zırh giyeceklerini düşünerek sevinirler; ama yetişkinler artık çocuk olmadıkları için gözyaşı dökerler.

Reader Follow Recommendations

See All
"Yaşayanların kaygıları, onlar toprağın altına girdikten sonra da peşlerini bırakmaz" P. Vergilius Maro.
Gatsby, yeşil ışığa, yıldan yıla önümüzden geri çekilen o heyecan verici geleceğe inanıyordu. O zamanlarda aklımıza gelmiyordu bu, ama fark etmez- yarın daha hızlı koşacak, kollarımızı daha da ötelere uzatacağız... Ve derken güzel bir günün sabahında... Böylece akıntıya karşı kürek çekerek, durmaksızın geçmişe doğru sürükleniyoruz.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Kimsenin kimseyi yargılayacak durumu yok. Her insan kendi bilir çektiği acının boyutlarını ya da yaşamında anlamın hepten yok olduğunu.
Yalnızım. İnsanların çoğu evlerine gitti; radyo dinleyerek,akşam gazetelerini okuyorlar. Pazar günü ağızlarında bir kül tadı bırakarak sona eriyor ve şimdiden pazartesiyi düşünüyorlar. Ama benim için ne pazar ne pazartesi var. Benim payım düşen düzensiz bir biçimde geçip giden günler ve bunun gibi bir anda ortaya çılıveren parıltılar..
Kendimi eskisi gibi hissedemiyorum, öylesine unutulmuşum...
O sıralar ancak 24 yaşındaydım. Hayatım o zaman bile sönüktü, derbederdi; yabani sayılacak derecede bir başımaydım..
Reklam
Sadece gece yarısına doğru yakılan sigaradır yarıda kalanlara zamansız bir nokta koyan..
Deliliğin, insanı yaşattığını söylerler; hiç olmazsa akıl acı çekmez; uyur ve bir ceset gibi yaşar.
Şiirler ve kadınlar ancak sevgililerine çıplak görünürler..
Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan kuvvet kalıntılarının bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar, biz de o gücün mahvolduğu vakitlerdir ki onun yerine var olan bu etkili sessizlik, en şiddetli acıların sebep olduğu gözyaşlarından bile daha yakıcıdır..
Bu aşkın, bu sevdanın üstünden kış geçiyor, bahar geçiyor, yaz geçiyor lâkin kalbimdeki yara geçmiyor, geçemiyordu..
Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına? “Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna” bir çocuk demiş.
Sayfa 60