Arza hacet yok halim sana ayandır...
Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır...
Söze lüzum yok, susuşum sana kelâmdır...
Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır.
Zamanın birinde bir padişah, vezirleri arasından vezir-i
azam' ı yani baş veziri seçmeye karar verir.
Büyükçe bir saray kapısı yaptırır. Yaptırdığı kapıya baştan aşağı onlarca büyük kilit yerleştirir.
Sonra
vezirleri buyur eder: "Vezir-i azam olmak isteyenin, birazdan göstereceğim kapıyı anahtar veyahut herhangi bir alet kullanmaksızın açması gerekmektedir" diyerek müsabakayı ilan eder.
vezir adayları, kapının ihtişamı karşısında, "Anahtarlar bizde dahi olsa bunu açmak günler sürer Sultanım" diyerek müsabakadan çekilirler.
Geriye ancak bir vezir kalır. Ki bu vezir, diğerleri arasında en küçük cüsseli ve en zayıf yapıda olanıdır.
Padişah, "Bu pehlivanların açamadığını sen nasıl açacaksın"
diye merakla sorduğunda şu cevabı alır:
"SULTANIM! BU KAPININ AÇILMA İMKANI YOK GİBİ GÖRÜNÜYOR. LAKİN BİZE İTMEK DÜŞER. "
Elini uzatıp kapıyı hafifçe ittiğinde, kapının açılıverdiğini ve
aslında kilitlerin hiçbirinin kapalı olmadığını fark eder ve vezir-i azamlığı elde eder.
Gerçek şu ki çocuğunuzu sevmek onunla uyum içinde olmaktan farklı bir durum. Sağlıklı bir gelişim için sadece
çocuğunuzu sevmek yeterli değil. Çocuğuyla uyum içinde olan
bir ebeveyn, genel olarak duyguları anlayan ve bu duyguların
farkında olan biri olmalı.