O içinde zamanın, ben dışındayım. O açan kapıyı, ben çalanım. Karşı konamayacak kadar gerçek bu gördüğüm. Belki iyi geliriz birbirimize, yaralarımızı sağaltırız. Belki de mutsuzluğu paylaşırız, herkes mutlu olmak zorunda değil ya? .... Yaşamak, denemek demek değil mi?
Sayfa 264
Caaanimm yazar böyle de güzel anlatilmaz ki :)
Yâr semtinden gelen rüzgâr: "Seni unuttu!.." der gelir. Bakmazsa senin yüzüne Çok görme elin kızına; Dışarda serbest gezene Hapiste yatan hor gelir....
Reklam
Güzeller sultanı, melekler şahı, Elagöz cananım, gitme, amandı! Derdinden hastayım, çekerim ahı, Hekimim, loğmanım, gitme, amandı! Cemalin güzeldir bayram ayından, Gören doymaz vücudundan, boyundan. Layik değil kurban kesim koyundan, Sana kurban canım, gitme, amandı! Ben sana ne diyim, ay minâ gerdan?! Kesme sevgini, gel, Aleskerden. Günahkar kulunum, düşürme gözünden, Keremli sultanım, gitme, amandı!
Hz Hatice vedası
..teslimiyet sembolü Hz.Hatice.. İşte şimdi ölüm döşeğindeydi. Pırıl pırıl yüzündeki gülümseme, "Ben sana yalnızca maddi servetimi verebildim, ama sen bana sonsuzluk servetini" diyor ve devam ediyordu: "Mahremim, canım, cananım, efendim!.. Seni ben nimete erişmeden, daha Allah'ın elçisi olmadığın zaman sevdim. Gözümde nurum, gönlümde sürurum idin. Bilsen ki dünyamı nurunla aydınlattığın her bir saniyeden bir asır kadar huzur duydum. Seninle geçen çeyrek yüzyıla şükürler olsun... Acını acım bildiğime, emeğini emeğime, terimi terine kattığıma şükürler olsun. Benden sonra sakın üzülme. Ben Kâsım'ımıza, Abdullah'ımıza, Tahir'imize gidiyorum. Onlara seni anlatacağım. İşte şu kızların Rukiyye, Zeyneb, Ümmügülsüm ve Fâtıma!.. Sonra oğullarımız Zeyd ile Ali... Sana beni hatırlatacaklar."
Bir dəxi görmək camalın könlüm, ey can, arzular, Xəsteyi-dərdi-fəraqın dərdə dərman arzular. Ey üzün cənnət, boyun tuba, sözün abi-hayat, Qulluq etməklik tapunda hurü qılman arzular. Gər səni arzularam, ey canü cananım, nola, Təşneyi-vəslin, nigara, abi-heyvan arzular Ta gülüstani-İrəm rüxsarını gördü gözüm, Bülbüli-şeyda kimi hər dəm gülüstan arzular. Gördü tupi-qəbqəbi-simin, çövkan zülfünü, Tifli-ruhum neyləsin, ol tupü çövkan arzular. Könlümüz arzuladı gər vəsli-canani, nola Kim, yəqindir arzular dərviş, sultan arzular. Bax axır xəstə Nəsiminin xəyali-xamına, Xatiri dərbəndi-zindan, hurü qılman arzular.
“Mahremim, canım, cananım, efendim!.. Seni ben nimete erişmeden, daha Allah'ın elçisi olmadığın zaman sevdim. Gözümde nurum, gönlümde sürurum idin. Bilesin ki dünyamı nurunla aydınlattığın her bir saniyeden bir asır kadar huzur duydum.Seninle geçen çeyrek yüzyıla şükürler olsun ... Acını acım bildiğime, emeğini em eğime, terimi terine kattığıma şükürler olsun. Benden sonra sakın üzülme. Ben Kasım'ımıza, Abdullah'ımıza, Tahir'imize gidiyorum. Onlara seni anlatacağım. İşte şu kızların Rukayye, Zeyneb, Ümmü­ gülsüm ve Fatıma!.. Sonra oğullanmız Zeyd ile Ali... Sana beni hatırlatacaklar."
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.