Gönderi

“Mahremim, canım, cananım, efendim!.. Seni ben nimete erişmeden, daha Allah'ın elçisi olmadığın zaman sevdim. Gözümde nurum, gönlümde sürurum idin. Bilesin ki dünyamı nurunla aydınlattığın her bir saniyeden bir asır kadar huzur duydum.Seninle geçen çeyrek yüzyıla şükürler olsun ... Acını acım bildiğime, emeğini em eğime, terimi terine kattığıma şükürler olsun. Benden sonra sakın üzülme. Ben Kasım'ımıza, Abdullah'ımıza, Tahir'imize gidiyorum. Onlara seni anlatacağım. İşte şu kızların Rukayye, Zeyneb, Ümmü­ gülsüm ve Fatıma!.. Sonra oğullanmız Zeyd ile Ali... Sana beni hatırlatacaklar."
··
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.