Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O içinde zamanın, ben dışındayım. O açan kapıyı, ben çalanım. Karşı konamayacak kadar gerçek bu gördüğüm. Belki iyi geliriz birbirimize, yaralarımızı sağaltırız. Belki de mutsuzluğu paylaşırız, herkes mutlu olmak zorunda değil ya? .... Yaşamak, denemek demek değil mi?
Sayfa 264
Caaanimm yazar böyle de güzel anlatilmaz ki :)
Yâr semtinden gelen rüzgâr: "Seni unuttu!.." der gelir. Bakmazsa senin yüzüne Çok görme elin kızına; Dışarda serbest gezene Hapiste yatan hor gelir....
Reklam
“Mahremim, canım, cananım, efendim!.. Seni ben nimete erişmeden, daha Allah'ın elçisi olmadığın zaman sevdim. Gözümde nurum, gönlümde sürurum idin. Bilesin ki dünyamı nurunla aydınlattığın her bir saniyeden bir asır kadar huzur duydum.Seninle geçen çeyrek yüzyıla şükürler olsun ... Acını acım bildiğime, emeğini em eğime, terimi terine kattığıma şükürler olsun. Benden sonra sakın üzülme. Ben Kasım'ımıza, Abdullah'ımıza, Tahir'imize gidiyorum. Onlara seni anlatacağım. İşte şu kızların Rukayye, Zeyneb, Ümmü­ gülsüm ve Fatıma!.. Sonra oğullanmız Zeyd ile Ali... Sana beni hatırlatacaklar."
Her yeri sessizlik kaplıyor, en ufak bir hareket bile artık görülmüyor. Kuşlardan da bir eser kalmıyor... O vakit ALLAH'a münacat etmek için sıra bana gelir. . . artık baharın bulutları gibi gözyaşı dökmenin, inlemenin, acı geçmişi yad etmenin, karanlık ve müphem geleceği düşünmenin, bütün gücümle Rabbimden talepte bulunmanın, kalbimi ve ruhumu ihlasla O'na teslim etmenin, sonsuz lütuflarına en samimi duygularla teşekkür etmenin zamanı gelmiştir. . . |şehidim çamranım...
Caaaaanım türküler...
Türküler ki damla damla Süzülüp anaların gözlerinden Acı makamında çalgısız bestelenir
CÂNIM MUSTAFÂ
Serde tâcım kalpte rûhum tende cânım Mustafâ Kalmadı tende mecâlim ey cânânım Mustafâ Rûyum siyah destim boş nasıl varanı dîvâna ben Hakk' a yarar amelim yok gevherkânım Mustafâ Olmadı bir irşâdımız bu nefs-i emmâreden Herkes kemâl bulmaz imiş okumakla karadan Yüz bin tabip Lokmân olsa kurtulmak yok yaradan Senden gayrı yok ilâcım bî-dermânım Mustafâ Tâlihim tecrübe kıldım bahtı siyâh karayım Kesmedim hergiz gümânırn şem'ine pervâneyim Ey Ruhsatî haşr olanda değn1e böyle yanayım Tek dilde ezberim olsun nâm ü şânım Mustafâ
Reklam
Dinleyen yok, her şey sağırdır anne!
Dertlerim çok büyük, ağırdır anne! Dinleyen yok, her şey sağırdır anne! Bari sen bana bir parçacık acı, Sen dinle ruhumu gemiren derdi; Bir cehennem şimdi içimde acı, Kader eli bana, gör neler verdi?.. Her şeye baş eğen değildim anne! Sevginin önünde eğildim anne! Doğduğum zamandan beri benim de Bir maşukam vardı, cananım vardı... Şimdi bilmem
Bir dəxi görmək camalın könlüm, ey can, arzular, Xəsteyi-dərdi-fəraqın dərdə dərman arzular. Ey üzün cənnət, boyun tuba, sözün abi-hayat, Qulluq etməklik tapunda hurü qılman arzular. Gər səni arzularam, ey canü cananım, nola, Təşneyi-vəslin, nigara, abi-heyvan arzular Ta gülüstani-İrəm rüxsarını gördü gözüm, Bülbüli-şeyda kimi hər dəm gülüstan arzular. Gördü tupi-qəbqəbi-simin, çövkan zülfünü, Tifli-ruhum neyləsin, ol tupü çövkan arzular. Könlümüz arzuladı gər vəsli-canani, nola Kim, yəqindir arzular dərviş, sultan arzular. Bax axır xəstə Nəsiminin xəyali-xamına, Xatiri dərbəndi-zindan, hurü qılman arzular.
"Ey sadık sevgilim, canıgönülden aşkım! Bunca zamandan beri aşk derdiyle inleyen, yüreği, ciğeri hasret ateşiyle yanmış sevgilim! Ey feryat ve figanları gönüllere erişip gözlerinden kanlı yaşlar döken, çölleri gül bahçesine döndüren cananım! Ey benimle bir saat bile görüşebilmek için bin canı da olsa vermeye müştak Mecnun'um! Şimdi Hakk'a sonsuz şükürler olsun ki dualarımız kabul, muradımız hâsıl oldu. Güzelliğim gül bahçeme erişmiş- ken şimdi gerek idi ki bülbüller gibi feryat ve figan ettin, papağanlar gibi söze geldin. Acaba niye bir söz söyleme- din, ayrılık günleri muhasebesinden hiçbir şeyini ortaya dökmedin, hayran kaldın? Aklı alınmış divane gibi niye bakıp kaldın? Hem biraz da sen konuşsan..."
Sayfa 80 - RenKitabı okudu
"Güneşi, dünyada her şeyi bugün son defa göreceğim. Her şeyi... Caaanım İstanbul’umu... ” “ACI BlR ÖLÜM: Çanakkale Müstahkem Mevki Komutar Albay Şevki Bey’in Yaveri Mehmet Ali Bey dün gece, Ada’ya giden son vapurda, eldivenlerini, kalpağını bir de kapalı büyü1 zarfı saltanat hanedanına mahsus kamarada bırakarak vapurun burnuna gitmiş, kafasına bir kurşun sıkarak kendisini denize atmıştır. Bütün aramalara rağmen cesedi bulunamamıştır. Mehme1 Ali Bey 21 yaşındaydı. Hayatının son yıllarını cephelerde geçirmiş, Çanakkale’de, Kafkasya’da, Filistin’de kahramanca çarpışmıştı. Şiirle ve edebiyatla uğraşır çok nazik ve çok duygulu bir Türk subayı olan Mehmet Ali Bey’in ölümü silah arkadaşlarını yürekten kederlendirmiştir."
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.