Bazen zora düşer insan. Bunalır, daralır, sıkılır. Çareler arar, çözümler üretir. Bilir ki eninde sonunda bir durum olacak ama ne zaman. İşte o zamanı bilen sana vakitlice verecek ne eksik ne fazla. Bu süreçte sadece inanmak düşer bize, çabalamak, sabretmek düşer.
Hani Mevlânâ demiş ya,
"Işık saçabilmek için mum olmak gerekir."
Yani öyle bir zamanda meşale de olsan: görmek istemeyene göstermeye çabalamak zor..
"İnsanları kandırmak,
Kandırıldığına ikna etmekten daha kolaydır."
Oscar Wilde
Mustafa Kemal 1906da şamda 5. ordu emrindeyken
Görev bölgesinde pek çok Arap asker bulunuyordu ve birtakım subay sınıfı, bu askerleri Arap olmaları vesilesiyle kayırıyordu. Onlardan biri yaşlı bir yüzbaşıydı. Bir gün bu yaşlı yüzbaşı, Arap askerleri eğiten Türk çavuşunu azarlamaya başladı. Bazı Arap askerler Türkçe bilmediği için çavuşun söylediklerini iyi anlayamayıp talim sırasında yanlış
Yoksunluklar
-Çocuk olmak ve misafir öncesi hazırlanan ve tencereye yerleştirilen poğaçalardan bir tanesini bile yiyememek…
-Çocuk olmak ve sevdiği bir insanın kaybının yasını tutamamak…
-Çocuk olmak ve babaanneyi idare etmek zorunda bırakılmak…
-Çocuk olmak ve folklor grubuna katılmak istediği halde, folklor faaliyetinin annesinin önceliklerinde yer almaması
sevilmek, uğrunda çabalamanız gereken bir şey değildir. biri sizi sevmiyorsa ne yaparsanız yapın sevmeyecek, severse de çok alelade biri de olsanız sevecek. işte buna kader deniyor. en güzeli Rabbimizin sevgi ve yakınlığı için çabalamak. Bir tek onun kuralları kesin, sonucu garanti.