“Elbette pek akıllı olmadığımı ben de biliyorum. Halktan biriyim ben. Ve dünyayı ayakta tutan da halk. O halde halkın anlamadığı sözcüklere dayandırılmış bu devrim de neyin nesi oluyor! Nedir bu toplumsal devrim! Kuşkusuz ben de dünyanın iyiye gitmesi için çabalamak isterim. Biri baskı görüyorsa eğer, buna son verilmesini isterim. İşte bunun içindir ki sorular soruyorum. Değil mi?
– Doğru.
– O zaman anladım ki hepsi de rasgele işler yapıyorlar. O koca koca söylevleriyle, sadece ve sadece yeni kız öğrencilerde hayranlık uyandırmak ve ellerini eteklerinden içeriye sokmak için böbürlenip duruyorlar. Bundan başka bir şey düşündükleri yok. Sonra da, dördüncü yıla geldiklerinde, Mitsubishi’de, İBM’de veya Fuji Bankası’nda işe alınmak için saçlarını kestiriyorlardı, sonra da Marx’ı hiç okumamış güzel bir genç kadınla evleniyorlar ve çocuklarına olmadık, gülünç adlar veriyorlardı. Bütün bunların içinde, eğitim-endüstri işbirliğinin yok edilmesi, nerede kalıyor? ”
Bazen basit tutmak
Kolay anlaşılası şeyler sıralamak
Bazen köprüler kurmak için çabalamak
Yaşamı anlamlı nefes alınası hissetmek
Göklerde yerleri tutmak sığınmak bulutlarda
Saklanmak
Yağmur olup akmak toprak olup yesertmek
Dallanıp budaklanmak köklerimizi salmak
işte yüreğimeki meyvam tatlı ekşi kırmızı elmam
Uzun yaşamın kısa tatlı meyvası aşkım
Al al olduğun yürekte koparıpta ellerinden düşürdüğün elmam
Yürek le sarılıp sunduğum en güzel meyvam sevdam
Göz göz ettiğim ısırıp ta yok ettiğin meyvam
Benim güzel sevdam
Al yanak gül dudak ellerinle dokundugun
Saçlarıma yaprak dökümü yaşattığın fidan
Kök saldığım toprağına susuz bıraktığın kolu kanadı düşmüş sevdam
Dünyada bir fidan sende kalmış yarım elmam
Bitmemisini istediğimiz kitapları tekrar tekrar okumak, hala açıp açıp bazı bölümlere geri dönmek, ilk okuyuşumuzda hissettiğimiz o duyguyu tekrar hissetmeye çabalamak. Bilen bilir, bu, çok güzel şeylerin bittiği zamanki yarattığı boşluk büyük buruklukluktur.
Sevmek ne kadar da yorucu diye düşündüm. Sabır ve hareketsizlikle yetinemeyip çabalamak, planlamak, arzulamak. Karşılanması gereken talepleriyle gerçek dünya ne kadar da yorucu diye düşündüm.