İncelemeye başlamadan önce sizinle bu kitapla ilgili çok şaşıracağınız, sıra dışı bir bilgi paylaşmak istiyorum: Dostoyevski bu kitabı kumar borcunu ödemek için sipariş üzerine sadece 25 gün........
Kızmayın hemen, küçük bir şakaydı arkadaşlar... :) Bu kitap hakkında konuşurken bu bilgiyi vermeyenleri Sibirya'ya kürek cezasına
Şüphesiz ki hepimiz bir anlam arayışındayız, yaşadığımız şeylere anlam katmaya, değer biçme meylindeyiz. Peki bunu ne kadar hayata geçirip, ve ne ölçüde başarılı oluyoruz? Yazar ısrarla hayatın anlamının bir acıda, mücadelede ve yaşamınızda sizi sarsan bir olayda mevcut olduğunu anlatmaktadır ki sonuna kadar haklıdır. Şöyle bir geriye dönüp
Bana iyi gelmeyen her insanla konuşmayı kestim. Bana, benim verdiğim değerden daha az değer veren her insanı sildim. Kimse için çabalamak zorunda değilim. "Çokluk çöplüktür" diye bir söz duymuştum. Çok doğru.
Neden Küçük İskender okumalı?
1) Cinselliğin her türlüsünün normal bir şey olduğunu kanıksamanıza yardımcı olacaktır. Bizler seksi zevk için yapan hayvanlarız. Papadan tutun da yeryüzündeki bütün imamlara kadar herkes sevişir. Bölünerek çoğalmayı milyonlarca yıl önce bırakmış genlerimizden haberdar değilmişiz gibi davranmayı bırakmamıza, bunu
Yazar bu eserinde 'gece' metaforundan hareketle kendi iç dünyasını, yalnızlığını, sıkılmışlığını ve tekdüzeliği imgesel bir anlatımla harmanlayarak zaman zaman ekspresyonist bir bakış açısıyla zaman zamansa nihilizm kokan izlenimleriyle okuru, gerçekle gerçeküstü bir dünya arasında sıkışmış soyut bir buhranı keşfetmeye davet
Bunlardan vazgeçersen hayatın değişir
📍Aşırı düşünmek.
📍Kendi kendine negatif konuşmak.
📍Yargılayıcı olmak.
📍İnsanları sürekli memnun etmek için çabalamak.
📍Erteleme ve tembellik.
📍Kin tutmak ve unutmamak.
📍Her şeyin mükemmel olmasını istemek.
📍Çok beklentili olup şikayet etmek.
📍Geçmişe takılı kalıp şimdiyi kaçırmak. 🕊️
#alıntı
Cesaretin, eli tabancalı bir adam olduğunu sanmanı istemem. Mertlik, baştan bitik olduğunu bilip de çabalamak, olacakları göğüsleyebilmektir. Binde bir kazanırsın; ama kazandığın da olur..
"Kendini denize düşmüş farzet. Çabalarsan boğulacağını düşün. Anladın mı? Çabalamak, çırpınmak fena. Tehlikeli.
Gözünün önüne getir. Kendini, suyun yüzün de serbest bırak. Daha serbest. Daha serbest. Hiç sıkma kendini. Kollarını, bacaklarını tamamıyla rahat bırak. Korkma. Ben de senin yanında yüzüyorum farzet.
Şimdi gözlerinin önüne bulutsuz, masmavi, sakin bir gökyüzü getir.
Bulutsuz, masmavi, sakin...
Bulutsuz, masmavi, sakin..
Bulutsuz, masmavi, sakin...
Suyun yüzünde, arkaüstü, bir yatağa uzanmış gibi rahat, kıyıya doğru yüzüyoruz. Anladın mı? Bu emniyeti çırpınmaktan, çabalamaktan, haykırmaktan sakınmaya borçlusun.
Düşün bunu. İyi düşün: Çırpınmak ve çabalamak batmaktır; haykırmak boğulmaktır; sakin ol. Kendini bırak. Emin ol. Batmayacağına, selamete çıkacağına emin ol.
Bak, şimdi ne kadar düzeldi. Yine gözönüne getir. Bulutsuz, masmavi, sakin bir gökyüzü. Tehlike geçti. Sahile yaklaşıyoruz. Teneffüsün(nefesin) derinleşiyor. Daha rahatsın, daha iyisin çünkü. Değil mi?"