İŞTE GENE BEN ve SİZLERE YİNE OKUMUŞ OLDUĞUM ESKİ BİR KİTAPTAN BİR İNCELEME DAHA. :)
Don Kişot ile ilgili bugüne dek ifade edilememiş şeyler hakkında kim ne söyleyebilir acaba? Miguel de Cervantes tarafından kaleme alınan ve yazılan bu güzel roman, dört yüz yıldan bu yana, on sekizinci yüzyıldan kalma edebi akımlara, yirmi birinci yüzyıl
Yabancılaşma ve yalnızlığı anlatan çağdaş türk edebiyatı içinde önemli bir yere sahip Yusuf Atılgan eseridir. Aylaklığa roman kahramanı C. sayesinde farklı bir açıdan bakmaya başlıyorsunuz. Genel itibariyle bir geç kalınmışlık var kitapta. Kitap okumaya yeni başlayanlar kesinlikle okumasın çünkü ben bile birkaç kereden sonra gerçek manada keyif aldım.
Ayrıca Tutunamayanlar kitabı için Oğuz Atay'a ilham kaynağı olmuştur. Filmini yaptılar mı bilmiyorum ama yapsalar sanki çok da güzel olur. Yazarın diğer kitabı olan Anayurt Oteli'ni de okuma listeme aldım
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201960.1k okunma
Grigory Petrov , herkesi çeken bir anlatım biçimi olan usta bir papaz iken, dönemin en çok okunan yazarlarından birine dönüşmüştür.Büyüklüğünü mukayese etmek amacı ile kıyaslandığı kişilerden birinin
Lev Tolstoy olduğunu söylemek sanırım yeterli olacaktır.Kiliseyi eleştiren bi mektuptan dolayı papazlıktan yani kiliseden kovulması olayı onun ünlenmesini
YouTube kanalımda bu tür ölmeden önce okunması gereken değil okumadan önce ölünmesi gereken çay edebiyatı kitapları için içerikler hazırlıyorum: ytbe.one/xHTvIh7z7ws
Çay var,
İçersen,
İnceleme var,
Okursan...
Oğuz Aktürk
Evet arkadaşlar, gördüğünüz gibi artık ben de kitap çıkarabilecek yetkinliğe ulaşmış görünüyorum. Şu an
Bazı kitaplar vardır ne yapar eder okurunu mutlaka bulur. Tugay Kaban’ın “Orhan Pamuk’a Satmak İstediğim Roman” adlı eseri de tam olarak böyle bir kitap. Beni tanıyanlar biliyor, bir kitabın kapağına ya da ismine göre okuyan birisi kesinlikle değilim. Fakat bu eserin adının beni çok etkilediğini de belirtmem gerekiyor.
Bu incelemeyi okumak
'sevgi' konusu hep tartışılan, derin, anlaşılmaz ve kişiden kişiye değişiyor derim... Peki 'sevgi' tam olarak nedir/neydi?
Kitap adında 'sevme' var yani 'sevmek eylemi' görüldüğü gibi; sevme, sevilme elbette 'sevgi' den geliyor. Yazarımız üç önemli unsur üzerinde duracaktır; sevme, sevilme, sevgi.. Peki 'sevgi' seven için mi geçerli yoksa sevilen
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
Podcasti dinlemek için YouTube linki:
m.youtube.com/watch?v=Yec8j3o...
Selam kitapçokseverler. Bu bölümümüzde eserleri antropolojik felsefe içinde değerlendiren, Fransız edebiyat eleştirmeni, antropolog, filozof René Girard'ın Romantik Yalan ve Romansal Hakikat: Edebi Yapıda Ben ve Öteki yapıtı üzerine sohbet ediyoruz.
Romantizm ve romantik eserler için Girard'ın, "Arzunun öznenin kendi şansından değil bir başka etken tarafından kişide uyandırılması" şeklinde ifade ettiği "dolayımlayıcı" kavramı üzerinden romantik yapıtlar ve hakikate varma çabası içinde olan romansallık, insanların birbirleri için birer Tanrı olması durumu, efendi ve köle ilişkisi, Mazoşizm ve Sadizm konuları başlıklarına dair düşüncelerimizi tartışıyoruz.
Girard’ın Cervantes, Stendhal, Proust ve Dostoyevski yapıtlarını “üçgen arzu” romanı adını vererek çözümlediği eseri üzerine edebiyatın kapsamının dışına çıkarak çağdaş yaşamın psikolojisini, moda, reklamcılık ve propaganda olgularına dair fikirlerimizi paylaşıyoruz.
Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle.
okursohbetleri@gmail.com üzerinden görüş ve önerilerinizi bekleriz.
Sevgiler