1000Kitap Bursa 2019 Kasım Buluşması Gerçekleşti
Geçtiğimiz pazar günü 31.kez buluştuk. Bu ay
Beyel'in Yas Tutanları
Beyel'in Yas Tutanları
kitabından hareketle İran Edebiyatı, İran sineması ve İran kültürü hakkında konuştuk. Bu ayın moderatörü
EySelim
EySelim
'di. i.hizliresim.com/NL0E4k.jpg Buluşmaya Fars edebiyatı hakkında konuşarak başladık. Burada
283 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Peki benim yaşadığımı kim biliyor?
Muhsin Kızılkaya’nın Çağdaş Kürt Edebiyatına ait seçtiği ve Türkçeye çevirdiği 14 öyküyü bir araya getiren bir kitap bu. İlk gördüğümde isminden dolayı pek ilgimi çekmemişti; zira genel olarak diaspora edebiyatının; ki buna Yahudi, Ermeni, Rum, Türkmen, vs… edebiyatı da dahil; fazla “acı” ve “şikayet” kokan eserlerine mesafeliyim. Tarihin acılı
Sürgün, Göç ve Ölüm
Sürgün, Göç ve ÖlümMuhsin Kızılkaya · İletişim Yayınları · 20042 okunma
Reklam
Kuşkusuz dünya tarihinin erkek egemen bir tarih olması hasebiyle kadınların eserlerini okumak ve duymak için çok fazla bir imkân olmamıştır. Kadın yazarlar kamusal alana açılarak edebiyat ve yazarlık âlemine adım atar atmaz kendi dertlerinden söz etmiş ve doğal olarak onların ilk öyküleri itiraz, mücadele ve içlerindeki eski öfkelerin dışa vurumu ile dolu olmuştur.
...kavanoz kapağını açmak akıl ister, kuvvet değil. Her zaman kuvvet işe yaramaz.
●Uykusuzluk ve aşırı yorgunluk yüzünden elektrik sorumlusu uyuya kaldı ve sistemi kontrol edemedi. Bilinmeyen bir nedenle voltaj aniden yarıya kadar düştü. Sorumlu uyanıp da durumu farkedene kadar makine birkaç bin lise ve üniversite mezunu çıkarmıştı. Hararetin yeterli derecede olmaması yüzünden ne yazık ki bunlar iyi işlenmemiş, kavramamışlardı. Hepsi de hamurdu. Ders kitaplarındaki konuları su gibi ezberlemişlerdi. Bir kelime sektirmeden tüm konuları anlatıyorlardı ama yine de kafaları eşek kadar çalışmıyordu.
●İkinci olay ertesi akşam oldu. Elektrik sorumlusu daha sıkı çalışmak için voltajı yükseltti bu kez. Sonuçta, makineye girenler haddinden fazla sıcaktan yandılar. Makinenin çıkış kapısını açtıklarında gözlerine inanamadılar. Sıska, buruş kırış ciltli, kemik torbasına dönmüş, yırtık pırtık giysili, kaim gözlüklü sayısız profesör döküldü kapıdan. Aşırı hararet görmekten olacak; Taş Devrinde bilim ve edebiyat, o dönemde konuşulan diller, sözcüklerin kökleri ve türeyiş biçimleri, bu dillerin lehçeleri ve gramer özellikleri hakkında tartışıyorlardı. Ne yoruluyor, ne acıkıyorlar, hiçbir şey dikkatlerini dağıtmıyordu. Kulaklarının dibinde top atsan, ne kale alıp başlarını çeviriyor, ne de tartışmalarını kesiyorlardı. Köftehorlar sanki hiç bu gezegenden değildiler!
Reklam
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.