Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
283 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Peki benim yaşadığımı kim biliyor?
Muhsin Kızılkaya’nın Çağdaş Kürt Edebiyatına ait seçtiği ve Türkçeye çevirdiği 14 öyküyü bir araya getiren bir kitap bu. İlk gördüğümde isminden dolayı pek ilgimi çekmemişti; zira genel olarak diaspora edebiyatının; ki buna Yahudi, Ermeni, Rum, Türkmen, vs… edebiyatı da dahil; fazla “acı” ve “şikayet” kokan eserlerine mesafeliyim. Tarihin acılı
Sürgün, Göç ve Ölüm
Sürgün, Göç ve ÖlümMuhsin Kızılkaya · İletişim Yayınları · 20042 okunma
Kuşkusuz dünya tarihinin erkek egemen bir tarih olması hasebiyle kadınların eserlerini okumak ve duymak için çok fazla bir imkân olmamıştır. Kadın yazarlar kamusal alana açılarak edebiyat ve yazarlık âlemine adım atar atmaz kendi dertlerinden söz etmiş ve doğal olarak onların ilk öyküleri itiraz, mücadele ve içlerindeki eski öfkelerin dışa vurumu ile dolu olmuştur.
Reklam
Antoloji Nedir? | Kitap Önerileri
Bugün Youtube kanalımda antoloji kavramından bahsettim. Antolojinin tarihi M.Ö. 2. yüzyıla kadar gitmekte, bizim edebiyatımızda ise ilk olarak 1874 yılında Ziya Paşa'nın Harabat ismindeki eserinde görülmektedir. Osmanlıca kaleme alınan üç ciltlik bu eserin günümüz baskısı bulunmamaktadır. Antolojiler bugün daha çok, şiir ve öykü dallarında
●Uykusuzluk ve aşırı yorgunluk yüzünden elektrik sorumlusu uyuya kaldı ve sistemi kontrol edemedi. Bilinmeyen bir nedenle voltaj aniden yarıya kadar düştü. Sorumlu uyanıp da durumu farkedene kadar makine birkaç bin lise ve üniversite mezunu çıkarmıştı. Hararetin yeterli derecede olmaması yüzünden ne yazık ki bunlar iyi işlenmemiş, kavramamışlardı. Hepsi de hamurdu. Ders kitaplarındaki konuları su gibi ezberlemişlerdi. Bir kelime sektirmeden tüm konuları anlatıyorlardı ama yine de kafaları eşek kadar çalışmıyordu.
...kavanoz kapağını açmak akıl ister, kuvvet değil. Her zaman kuvvet işe yaramaz.
●İkinci olay ertesi akşam oldu. Elektrik sorumlusu daha sıkı çalışmak için voltajı yükseltti bu kez. Sonuçta, makineye girenler haddinden fazla sıcaktan yandılar. Makinenin çıkış kapısını açtıklarında gözlerine inanamadılar. Sıska, buruş kırış ciltli, kemik torbasına dönmüş, yırtık pırtık giysili, kaim gözlüklü sayısız profesör döküldü kapıdan. Aşırı hararet görmekten olacak; Taş Devrinde bilim ve edebiyat, o dönemde konuşulan diller, sözcüklerin kökleri ve türeyiş biçimleri, bu dillerin lehçeleri ve gramer özellikleri hakkında tartışıyorlardı. Ne yoruluyor, ne acıkıyorlar, hiçbir şey dikkatlerini dağıtmıyordu. Kulaklarının dibinde top atsan, ne kale alıp başlarını çeviriyor, ne de tartışmalarını kesiyorlardı. Köftehorlar sanki hiç bu gezegenden değildiler!
Reklam
“Reçel kavanozunun kapağı neden açılmıyor?” diye düşünür insan. İşin sırrı burada. -Öyleyse neden açılıyor öğretmenim? - Birçok sebebi olabilir. Birincisi, reçel çok bekleyip bozulduğu için hava yapmıştır, yani kavanozda gaz birikmiştir ve kapadın açılmasını engellemektedir. İkincisi, kapak kavanozun ağzından birkaç milimetre küçüktür. Makine basınçla kapatmıştır ama şimdi açılmaz. Bir başka nedeni, reçel kavanoza konulurken sıcaktır. Isınma sonucunda kavanozun kapağı genleşmiş ve rahatça kapanmıştır. Ama şimdi soğuyup büzüştüğü için açılmaz. Reçeli soğuttuktan sonra kavanoza koymak gerekirdi. Bu durumda kavanozun kapağını suya tutmak gerekir...
112 syf.
·
Puan vermedi
·
58 günde okudu
2 öykü
Kitabı bir kitap kafede tesadüfen görüp almak istedim. İran filmlerine karşı bir ilgim olduğu için edebi bir eser de okumak istedim. Yalnız kitabın çevirisi ve yazım yanlışları beni çok rahatsız etti. Bu na rağmen 8 öyküden ikisi, "atma:benim köpeğim" ve "dost" öyküleri çok etkiledi. Bu hikayeleri okuduğum için mutluyum fakat gerisi pek cazip değildi. Yine de yeni bir yazar tanımak, Sadık çubek gibi marjinal bir yazar tanımak güzeldi.
Çağdaş İran Öyküleri
Çağdaş İran ÖyküleriSadık Çubek · İraniyat Yayınları · 03 okunma
Yarının nimeti bugünün nasibi olmadığından, gelmeyen zahmete katlanmamak gerekir.
Neden bu zulmün, insafsızlığın önüne geçil­mez?!
82 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.