Eskilerin aklında ütopya, bereketli bir imkansızlık, insanın her zaman elde etmeye çabalaması gereken, ancak şeylerin doğasından dolayı elde edilemeyen arzuların kavramlaştırılmasıdır.
Modern sosyologlar, modern toplumsal sorunlarını çözümleme, inceleme ve anlama konusunda eğitim görmüşlerdir ancak onlar toplumsal gerilimleri çözmeye el atmak için yeterince eğitilmemiş ve cesaretlendirilmemişlerdir.
Kadın ve erkekler bir ipteki kuklalardan daha çok şeylerdir; onlar içinde yer aldıkları ve gelenekleri ile ilişki içinde oldukları topluma yansıma yeteneğine sahiptirler.
Naturalist ve hümanist sosyologların ideolojileri ve varsayımları alıntılarla anlatılmış. Oldukça faydalı bir kitap oldu benim için. Ancak çok fazla çeviri ve yazım hatası var, bu yüzden bazı cümleleri tekrar tekrar okumak zorunda kaldım.
İnsanlar genel olarak kuram okumaya pek hevesli değillerdir. Onu okullar, fabrikalar ve banliyöler ile, seçimler, düğünler, grevler, oyunlar ve tenis maçları gibi “gerçek dünya” (real world)nın üstünde serbestçe yüzen bir bilmeceler öbeği gibi, yalnız birbirleri ile bağlantılı soyut anlatımlar olarak görürler. Bu bir yanılgıdır.Kuramı gerçek hayattan ayırmak bir yana, dünyaya bakışımız bütünü ile, kuramsal bakış açımıza dayalıdır.Sosyolojik kuram ile ilgiliokuma;kendimizin, dünyamızın ve hayatımızın günlük ve olağan olarak kabul edilen yönlerinin ne kadar alışılmışın dışında, karmaşık ve muğlak olduğu hakkında daha birçok şeyianlamademektir.