Ben bu hayatta her yol ayrımına, yol belki sana çıkar diye sabretmişken, senin kılını bile kıpırdatmamana kırgınım. Bana hiç kendimi, bir çiçek tarlasında koşuyormuş gibi hisettirmemene kırgınım. Ben senin yerine kimseleri koymamışken üstelik, aklına gelmiyor oluşuma çok kırgınım. Beni kırılmaya, böylesine alıştırmana, çok kırgınım.
Artık kendini tamamen kaybetmişti... Yıllardır içinde biriken öfke ve kin bir çağlayan gibi dışarı boşalmayı bekliyordu. Hareketleri tamamen kontrolden çıkmış, ne yapacağını, ne söyleyeceğini kendisi de bilmiyordu.
Reklam
İsmail'in ağlarken topuğunu vurduğu yerden çağlayan zemzem gibi, iki tepe arasında koştururken su bulan Hacer gibi sevindim...
"Hiç, içinde dışarı çıkmak için bir şans verilmesini bekleyen bir şey varmış gibi hissedin mi kendini?" diye sordu. Kullanmadığın bir ek güç gibi, hani türbinlerden geçmek yerine şelaleden çağlayan su misali?"
Çağlayan gibi beklenmedik şeyler yaşamış insan için"imkansız" sözcüğünün anlamı kalmamıştır artık.
Sen de olmasan, alıntısız kapatacaktık kitabı Armaiti ;)
Armaiti bir süre ikisinin arasında durmaya devam etti. Ellerini kalçalarına dayamış, başı dimdik duruyordu. Simsiyah saçları çağlayan gibi çıplak, beyaz omuzlarına dökülüyor, göz kamaştıran ince bedeni sabah güneşinde parlıyordu. İri koyu renk gözler, dipdiri bir ten. Dimdik, bahar sabahı kadar olgun, ışıl ışıl göğüsler. Barton güçsüzce gözlerini kapattı. Karşısındaki kadın doğumun beden bulmuş haliydi. Yaşamın ve kadının fışkıran gücüydü. Barton, tüm yaradılışın, canlı olan her şeyin arkasındaki gücü, enerjiyi görüyordu. Parlak, balkıyan dalgalar halinde yayılan, titreşen inanılmaz derecede güçlü bir canlılık . Bu onu son görüşü oldu. Gidiyordu artık. Yumuşak, içten kahkahasını bir kez daha duydu. Kahkahası hala kulaklarındaydı, ama biçimi hızla eriyordu. Toprağa, ağaçlara, çiğle ışıldayan çalılara ve sarmaşıklara karışıyordu. Saf yaşamdan oluşan bir nehir gibi hızla aktı ve nemli toprağa karıştı. Barton gözlerini kırpıştırdı, ovuşturdu ve bir an başını çevirdi. Başını tekrar çevirdiğinde kız yoktu.
Sayfa 182
Reklam
❝Adalet bir çağlayan gibi köpürerek akmalı…❞
“Kanına ihanet karışan budun, kurt sürüsüne ihanet eden çakal sürüsünden başka bir şey değildir. Kurt olmayı beceremezsen, çakallar gibi inleyerek geberirsin!”
Ben çok denedim oğlum zamanında. Çok emek verdim. Yapamadım, olmadı. Zor oldu, kolay oldu bazen. Yazık oldu, yalan oldu belki ama eskisi gibi olmadı.
Rüyalarına bile giremediğimiz insanların, hayatlarına girmeye çalıştık, aptal gibi.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.