Hiç içinde dışarı çıkmak için bir şans verilmesini bekleyen bir şey varmış gibi hissettin mi kendini? Kullanmadığın ek bir güç gibi, hani türbinlerden geçmek yerine şelaleden çağlayan şu misali?
“Esmerim Seni çok sevdim Dili yok anlatabilmenin çaresizliğin Bırakıp gittiğin gecelerde beni Bir olup uykuyla sarınıp Kimsesizliği örtünmenin Dili yok sensiz geçen yıllarda Dirilip ölmenin
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Bakışlarımız buluştuğunda bir zamanlar çağlayan gibi akan dünyanın yavaşladığını, bir damlaya dönüştüğünü hissettim.
Suydu bu,evet,çevredeki kayaların tepelerinden dökülen uzak bir çağlayan.Fışkıran suyu titreten rüzgâr,yankıların gizemli oynaşması,suyun çarptığı taşların çıkardığı değişik sesler,sürekli konuşan bir insan sesi oluşturuyordu:Bizim yaşamımıza değin sözler söylüyordu,hep anlayacak gibi olup bir türlü seçemedigimiz sözlerdi bunlar.
"Adalet bir çağlayan gibi köpürerek akmalı..."
Yaraların sadece yolda olmakla şifa buluyor. İçindeki boşluğu sadece yol onarıyor. Yola çıktın çünkü bir yaran var. Doğduğun günden beri ruhun sızlıyor. Sen de diğerleri gibi kendini zamanın o büyük kahkahasına bırakabilir ve hayatı, emniyet şeridinden giderek yaşayabilirdin. Ama o zaman yeni denizleri kim bulacaktı ha? Yeni öykülerde ve yeni insanlarda kim ısınacaktı? İçin nasıl zenginleşebilecekti? Dışarıda çağlayan bir macera var, ruhunu ona katman gerek. Onunla çağlaman, bir âlem olup akman gerek. Sen ey yolcu, Simurg kuşunun kendisisin. Hem padişahsın hem kölesin. "Yol, yolcu, yolculuk." Neşet Ertaş ile bitirelim: 'Hep yolcuyuz böyle geldik gideriz / Dünya senin vatanın mı yurdun mu.'
Reklam
Sizler; -her şeyi isimlendirenler-: Düş diyorsunuz gönlünüzce tasarladığınız ve işlediğiniz hiçliğe. (Sizin için) görünmezliğin ve girift belirsizliğin doruğu olan gizli özneye zaman diyorsunuz, durmaksızın kötülüğü buyuran, susturulamayan iç seslerinize ve tereddütlerinize ise şeytan. Aşk diyorsunuz kısa süreli salgı sarhoşluğunuza, varlıklarınızla yokluğa düşürdüğünüz küçük dipnotlara varoluş dediğiniz gibi. Tek yönlü ve sürekli akan yokluktan eksilen küçük ve ödünç birer noktadır göreli mevcudiyetiniz, sizi sabırla bekleyen bir başka yokluğa katılacak olan, başladığınız ham ve artık yerine konamaz o ilk yokluğa dönüş olmaksızın.
Oysa yüzü acı çekiyor gibi görünmüyordu. Babası için ağlaması, soluk alıp vermek gibi doğal bir olaydı sanki.Gözyaşı kendiliğinden dökülüyordu gözlerinden. Acı, yüz mimiklerini çoktan terk etmiş, yüreğinin derinliğine yerleşmişti bile.
Sayfa 24
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.