Her kötülük cahillikten geliyor. Ne yazık ki, halkımız çok cahil. O kadar cahil ki, ölüyorlar da öldüklerini bile bilmiyorlar, öyle insanlar var ki, çoktan ölmüş olmaları gerekirken, yaşıyoruz diye ortalarda dolaşıp duruyorlar. Olabilir, herkes her şeyi bilmez, ama bir bilene sorup öğrenmeli. Hiç olmazsa bir doktor ölüdür diye rapor verince, insan olan artık anlar... Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp!”
“Cahillik...”
"Kimsenin vaktini çalma,kendi vakitlerini de kimselere çaldırma.Cahil,ahmak,fikirsiz kimselerle beraber olup vakit geçirme.Hem vaktin ölür,hem de kalbin..."
Sayfa 82Kitabı okudu
Ama Selim dinlemiyordu onu, işitmiyordu onun sesini. Yalnız az önce söyledikleri Selim'in içine siniyor, Selim'in hâfizasını karıştırıyordu. Demek öyle! Her şeyi affediyor senin halkın!.. Haklı değil mi yani şu Rus? Hangi milletin Berber Hasan'ı, Bilâl'i, Rıdvan'ı seni bağışlardı; sana evinin kapısını açardı; senin için ev kurardı; yaşa, derdi; kalbini ve ruhunu milletine karşı işlediğin günahlardan temizlemen için camiinde yer verirdi sana; senin için, senin sağlığın için dua ederdi! Hangi millet en ağır yaralarını, en acı sızılarını unutur da sana, daha dün bu milletin varlığını hiçe saymış olan sana, sen de bizdensin derdi, senin de yüzüne gülerek bakardı! Ama niçin? Niçin, neden böyle okundu? Esir ve köhne bir hayat taşıyor da ondan mı? Uzun yılların esirliği mi kırdı bu milleti? Sinir, et, kemik, damar, akıl kalmadı mı onda? Niçin, neden affetsin seni? Şu Rus haklı değil mi yani? Şu cahil, şu yoksul, şu kaba bunu görüyordu. Niçin senin milletinden biri senin karşına dikilip de sana, sen hainsin! diye suratına bir lanet tükrüğü atmıyor, Selim! Yoksa... Yoksa şu Rus'un dediği gibi, senin milletin gerçekten bayağı mı?
Sayfa 406 - Ötüken Yayıncılık
Selman Kayabaşı. Direniş Karatay sayfa 48
Ben bugüne kadarki ilmimi âlimlerin huzuruna cahil olarak çıktığım için kazandım.
....Kısa sürede ileri gelenlerin gerçeği kitlelerden bilincli olarak sakladıkları kanaatine eriştim.Bencilce sebepler uğruna halkın cahil kalmasını arzu ediyorlardı.
Sayfa 169 - KoridorKitabı okudu
