Hakikate ermek kendini de dünyayı da okuyup, anlayıp yutmak ve dürüp kaldırmak mıdır defteri?
Yoksa kendinde ve dünyada anlaşılmaz olanın gövdesinden kendine yeni bir kendilik yontup çıkarmak mı?
Cahit Koytak
Bazı yazarlar vardır ki, önyargılarınızdan dolayı biraz temkinli yaklaşırsınız, ne vakit Pandora'nın kutusu açılıp da kendiniz soluk soluğa sayfalar arasında gezinirken görürseniz o zaman anlıyorsunuz önyargılarımızın tıpkı diğer konularda olduğu gibi, bu konuda da sizi nasıl da yanıltığını...
Rabindranath Tagore 'nin kitaplarında uzun süredir nesli tükenmeye yüz tutmuş çoğu duyguyu yaşıyor ve bu duyguları anlatışındaki naiflikle beraber ruhunuzda hissediyorsunuz.Bu okuduğum kaçıncı kitabı oldu bilmiyorum ama ben bilhassa aceleye getirmedim bu serüvenleri. Kelime kelime ilerledim, zira basit kelimelerle daha ne kadar bir mucize yaratılır'ın şaşkınlık ve hayranlığında ömrünü geciktirmek istedim sayfaların. "Saf ve basit şeyleri yine saf ve basit olarak sürdürmek..." Ss147
Önceleri
Genç Werther'in Acıları misali bir sapma mı olacak diye merak ederken sonrasında şiirin vücut bulmuş mısralarında buldum kendimi. Okuduğum en güzel kitaplar arasında hafızamda yer edinecek olan bu kitabı siz değerli dostlarıma tavsiye ederim.
Sevgi içimizde...
Veda ŞarkısıRabindranath Tagore · Kapı Yayınları · 201314 okunma
Leopold Weis) Ortadoğu'ya yaptığı yolculuğu birinci ağızdan okuyoruz. Bizim coğrafyamızı, bizden başka birinin gözünden inceliyoruz. Onun gözünden kendi coğrafyamızı, kendi insanımızı yeniden keşfediyoruz ve kendi inançlarımızı. Ayrıca bir çok konuda yazarın tecrübe ve gözlemlerinden zengin bir bilgi birikimi ile karşılaşıyoruz.
Kızıl kum denizlerinde mükemmel bir yolculuk. Ufkumu genişleten bir başyapıt.
İncelemeye başlamadan once kısaca Frantz Fanon kimdir bir bakalım.
1925 yılında bir Fransız sömürgesi olan Martinikte dünyaya gelmiştir. Bir melez olan Fanon 8 kardeşten en Siyah'ıdır.(Beyaz olmaya en uzak olanı)tam bir "Beyaz" olarak büyütülen Fanon Fransa' ya ilk geldiğinde ırkçı tavırlarla karşılaştığında aslında bariz ortada
Yolun hep bozkırdan mı geçiyor senin,
hikayen yavan,hayatın yaşanmasa da olur
gibi mi gözüküyor gözüne ;
o zaman, ta başından yeniden anlatmayı dene,
bir daha,bir daha bir daha anlat
hikayeni,oturup,kendi kendine!
hatırlamaya çalış,yol üzerinde aklınla gördüklerini,
ruhunla duyduklarını,kalbinle dokunduklarını
ve bunların sende yol açtığı titreşimleri!
geri sar rüzgarı,yağmuru,tozu toprağı,
insanın yüzünü, Homer'in ya da Yunus'un yüzü gibi
yeryüzüne benzeten çilelerini yolun...
erişemesen de ezgilerinin görkemine,çağıltısına
senden önce şarkı söyleyenlerin,
o şarkılardan seninkilere karışan hüznü hatırla."
Hakikate ermek,
kendini de dünyayı da okuyup,
anlayıp yutmak,
ve dürüp kaldırmak mıdır defteri?
Yoksa kendinde ve dünyada
‘anlaşılmaz olan’ın gövdesinden
kendine yeni bir ‘k e n d i l i k’
yontup çıkarmak mı ?
Cahit Koytak, İbrahimce Sorular
Yeni başlayan için Metafizik. S.86