Erimek belirsizce her şeyde Karışmak sulara, yıldızlara Sinmek kokusuna mor menekşenin Yanmak damar damar nefes nefes Yaşamak tükene tükene.
Sayfa 14
Bir gölge düştü önüme dedi ki: Bir yüküm var benden ağır Bir yüküm var beni taşır Adı candır.
Sayfa 3
Reklam
Her şey, bütün hayat, ölü bir dalga gibi ayaklarımızın ucunda kırılıyor. Ve siz, kirli bir suda bir yığın çakıltaşı, yosun parçaları arasında yalnızlığınızı seyrediyorsunuz. Paris Tesadüfleri IV, 1958
Nefes boşluğumda, içinden yalnızca yirmi altı damla kan akacak kadar küçük bir delik açıldı.
Sayfa 9
İçersine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter Eğri büğrü, kör topal kabulüm.
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 4.Basım, Nisan 2018, İstanbulKitabı okudu
Eğer bana, içimde bu kadar korku varken nasıl olup da cumartesi gününü “iyi” nitelediğimi sorarsan, bunu açıklamak zor. Seni sevdiğim için ( evet, seni seviyorum budala; tıpkı denizin, kendi dibindeki küçücük bir çakıltaşını sevmesi gibi, işte sevgim seni öyle kaplıyor- ve Tanrı izin verirse, senin yanında bu kez ben bir çakıltaşı olacağım) bütün dünyayı seviyorum ve sol omzun da buna dahil…
Reklam
"Şimdi yine zamanım olsaydı... kendimi oluruna bırakmaktan başka bir şey yapmazdım. Bu durumda başıma gelen her şey, bir çakıltaşı üzerindeki yağmur gibi bir şey olurdu. Yağmur, taşı serinletir, ne güzel. Bir başka günse güneşten yanar taş. Mutluluğu tam olarak böyle bir şey gibi düşündüm.
evet, seni seviyorum budala; tıpkı denizin, kendi dibindeki küçücük bir çakıltaşını sevmesi gibi. işte sevgim seni öyle kaplıyor ve Tanrı izin verirse, senin yanında bu kez ben bir çakıltaşı olacağım.
Sayfa 200
Bir çakıltaşı bile bulsan eve götür, dünyayı dolaşman gerekse bile götürmelisin.
Sayfa 290Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.