Öyle bir yaşama hır gürüne kaptırmışız ki kendimizi, elimizden kayıp giden günlerin farkına varmıyoruz.
Tespih tanesi gibi arka arkaya diziliyor günler. Birbirinin tipatıp aynı.
Sabah kahvaltı, sonra iş, derken biraz kavga, biraz sevinç, biraz telaş, bolca fesatlık, bir başkasının kuyusunu kazma oyunları ve akşam. Televizyon karşısında geçirilen uykulu saatlerde kimin kiminle fingirdeştiğini izlemek ve sonra cuppa yatak!
Ne için?