"AYRILAN YOLLAR"
"Bir insandan her şeyini alamazsınız.
Onlara bir şeyler bırakmalısınız.
Bir ekmek kırıntısı... Bir Japon balığı belki...
Korumak isteyebilecekleri bir şey.
Uğruna yaşayacakları bir şey. Çünkü eğer bunu yapmazsanız, Tanrı aşkına, pazarlık etmek için neyiniz kalır?...
2023 Polisiye Edebiyat Büyük Ödülünü alan
Bazen hayatta başımıza gelen musibetler karşısında anne çocuklarını bırakıp çalışmak zorunda kalabilir. Ancak kocasının maaşı yettiği hâlde; fenimist kokulu söylemlerle “kendi ayaklarının üstünde durmalısın, özgür kadın çalışan kadındır” gibi sözlerle, çocuklarını kreşlere bırakmasınlar. Bir daha çocuklarınızı bu yaşlarda bulamayacaksınız, göğsünüze basıp sevemeyecek, kendi ellerinizle bir çiçek gibi büyütemeyeceksiniz...
Bu kitap okunmayı çok hak ediyor. O kadar haklı bir kitap ki!. Emile Zola'nın okuduğum ikinci kitabı ama ben bunu asıl kitabı olarak görüyorum.
Bir kitap bu kadar haklı olamaz. Paris'in kenar mahalleleri, yoksulluk, işçi sınıfı tamamen alt tabaka işlenmiş. İşlemiş yazarımız. Hem de ne işlemek resmen yaşadım okurken. Çoğu yerde içim
1 – İşler arasında bir sıralama yapmamak, bir anlamda şerre dalmaktır.
2 – Müslüman iki farzı aynı anda yapmak durumunda olduğunda, vakti sıkışık olan farzı yapar. Aksi taktirde aldanmış olur. Ancak birini yapabileceği bir durumda iki farzdan birini tercih etmeyi bilmelidir.
3 – Farzlar daima nafilelere göre öncelikli olmalıdır. Farzları terk
Kitap bitti ama bende bittim. Buraya yazmak istediğim o kadar çok şey var ki, nereden başlasam bilmiyorum. Ne yazarsam yazayım asla yeterli gelmeyecek gibi.
Yokluk, sefalet, açlık…
Hapisten çıkıp binbir hayalle yuvanıza döndüğünüzü düşünün…Ve geri döndüğünüzde hiçbir şeyin bıraktığınız gibi olmadığını…Yerinizi yurdunuzu bırakıp bilinmez bir yolculuğa çıktığınızı düşünün. Ve bu öyle bir yolculuk ki, her bir durakta birini kaybettiğinizi, yokluğun, sefaletin en ağır halini tattığınızı düşünün.
Öyle bir yazar ve öyle bir kitap ki… Kendinizi Joad ailesi ile birlikte o kamyonun içinde, onlarla beraber yolculuk yaparken, onlarla birlikte aç kalırken ve onlarla birlikte tarlalarda yok pahasına çalışıp yorgunluktan bitkin bir şekilde eve dönerken buluyorsunuz.
Kitabı bitirdikten sonra oturup dinlenme ihtiyacı duyuyorsunuz. Çünkü kitabı okumuyor resmen yaşıyorsunuz.
Kitapta beni en çok etkileyen Anne karakteri oldu. En kötü anda bile hep umudunu diri tutmaya çalışan bir kadın. Ve her şeye rağmen en büyük çabası ailesinin bir arada tutmaya çalışması.
Keşke daha önce okusaydım diyeceğiniz bir kitap.
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,3bin okunma
Hayalindeki mükemmel evlat, kız kardeş, partner, eş, anne, çalışan olmaya uğraşmaktansa, doyum verici bir hayatı ancak yalnızca insan olarak, kendi amacının yörüngesinde dönerek, bir tek kendine hesap vererek yaşayabileceğini artık anlamıştı.
Annemiz hayatımızdaki en önemli ve en temel kişidir, demek herhalde abartılı bir ifade olmaz..
Onun içinde hayat buluruz, normal şartlarda bizi ilk o besler. Dünyayı ilk onun gözünden algılar, duyguları ilk onunla deneyimleriz. Annemiz, bir anlamda bizi hayata hazırlayan ilk dans partnerimizdir..
Ancak bu zorunlu dans, bazı durumlarda keyifli
Çoğumuzun çocukluğundan hatırladığı, anne, baba ya da başka büyüklerinden duyduğu masallar, efsaneler vardır. Öyle bir anlatırlar ki size, öyle bir kaptırırlar ki kendilerini, , onlara bakan, bilgi açlığıyla bekleyen birkaç göze, anlattıkları hikayenin gerçek olduğunu ispat etmek isterler sanki. Ben de bir zamanlar o çocuklardan biriydim. Babamın
neokudum
#novellaneokuyor
🪽Bıçak Parası 🪽
@librumkitap
@ahmet_turkoglu_69
“En korkunç acılar sessiz acılardır.”
Öykü eserlerini sevenler burada mı ??
Evet dediğinizi duyar gibiyim o zaman başlayalım değil mi
İçerisinde birbirinden farklı 10 öykü olan güzel bir eser yorumu ile geldim . Aslında içimizden insanların hayatlarından bazı kesitlerin yer aldığı bir eser #bıçakparası . Öykülerin gerçekliğe yatkın,içinizden duygularla harmanlanan ve konularla bedenmiş olması ben gibi öykü sevenleri memnun ediyor diye düşünüyorum .
Bir sahil kenarına gidiyoruz önce bir sohbete tanıklık ediyoruz önce . Sonra bir apartman dairesinde yaşanan komşuluk ilişkilerini okuyoruz . Bir bakmıyoruz yaramaz bir çocukluğa sahip bir adama tanıklık ediyoruz . Onun haylazlıklarını okuyoruz bazı satırlarda . Bıçak parası ismi nereden geliyor derseniz ona da açıklık getirelim bir ameliyat için hatta diğer ismi ile bıçak parası bulamaya çalışan bir kadının babası için yaptığı fedakarlık dolu bir hikayeye tanık oluyoruz.
Anlayacağınız hepimizden birkaç esinti var bu eserde . Kısa ve öz aynı zaman da sizi yormayan anlatım ile donatılmış güzel bir esere ev sahipliği yapıyor yazarımız . Öykü sever okurların şans verip okuyabileceği bir eser diye düşünüyorum .
Merhaba, bugün sizlere The Secret Of Constantinapolis ~ Sır İstanbul kitabının yorumu ile geldim Tarih ile polisiyenin, gizemin, az da olsa aşkın buluştuğu bir eser.. Üç farklı zaman dilimi ve bunların nasıl birbiri ile bağlantılı olduğunu düşünmeye başladığınız sırada sırrı çözmek için eserin içinde kendinizi kaybedebiliyorsunuz
“ Hiç kimse onu anlamaya çalışmadı. Amaç kuranı açıp okuyan , anlamaya çalışan , düşünen, ondan bir ders çıkaran herkesi mahkum etmek , anladığı şeyi de reddetmek ve şüpheli olduğunu lanse etmek.”
Önemsediğim için ertelediğim erteleme konusunu, daha fazla ertelememeye dair olan kuvvetli isteğim beni "erteleme" yi okumaya ulaştırdı. Ve kitabın ilk cümlesiyle attığım adımın doğru bir eşiğe olduğunu çoktan anlamıştım: "Önemsemediğimiz için değil, fazla önemsediğimiz için erteleriz."
Nihan Kaya'nın farklı çalışan zihni, beni kıskacında kıvrandıran kendi zihnimin arka odalarına ışık tutmayı başardı. Bunu yapabilen bir kitabın yazarına ne mutlu.
Ertelemenin, temelde içimizdeki Anne-baba-çocuk üçgeninin köşelerinde oturan ve mutlak suretle dikkatle üzerine eğilmek gereken bir konu olduğunu, ertelemeye sebep olan nedenlerin iç ses haline dönüşmüş olan öğrenilmiş ve maalesef ezberlemiş dış sesler yüzünden olduğunu ve bunun neyse ki - kolay olmasa da- düzeltilebilir olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor kitap. Referansları ve dayanakları oldukça kuvvetli ve insanı o dayanakların peşine düşmeye sevkediyor ister istemez. Kitabın kitaba kapı açması, yaratıcı okumanın en haz verici noktalarından biri.
Kendi hikayeme tuttuğu ışık beni harekete geçmeye yaklaştıracak seviyedeydi. Yaklaştığım yere doğru yürümeye devam etme arzusunu canlandırdığı için yazara hasseten teşekkür ederim.
Yaratma Cesareti isimli kitabı ile birlikte yapılacak bir okumanın çok verimli olacağını düşünüyorum.
ErtelemeNihan Kaya · Eksik Parça Yayınları · 2023474 okunma
Günümüzde çocuk, gece gündüz çalışan, çalışmaktan arta kalan zamanını, o da yalnızca bir kısmını kendisiyle geçiren bir anne-baba modeliyle karşı karşıya. Çalışmaktan ve para kazanmaktan, iyi giyinmekten, tatile çıkmaktan, alışveriş yapmaktan daha önemli şeylerin var olduğuyla ilgili herhangi bir sözlü bilgi ya da davranışsal düzlemde kendisine ulaşan bir mesaj almıyor.