Camdan bir gökdelenin içindeyiz . Bir asansör boşluğu gibi . Altımızda yüzlerce metrelik , göz alabildiğine uzanan bir kuyu . Hertarafta demir borulardan yapılma iskeleler ve cam . Acayip bir tür iskelet . Binanın / boşluğun iskeleti .
Başlangıçta ona nazik davranmaya çalışıyordum, ama durumu büsbütün ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu böylesi. Evet Mösyö Tapu, hayır Mösyö Tapu,bir daha yapmam Mösyö Tapu, isteyerek yapmadım Mösyö Tapu, ne kadar saygılı davranırsam, o kadar saygısızlık etmiş oluyordum. Bunun üzerine yemlemeye başladım onu. Her zaman başkalarına
Reklam
Saman Sarısı I Seher vaktı habersizce girdi gara ekspres kar içindeydi ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım peronda benden başka da kimseler yoktu
Winston Smith
"Aydınlık ve soğuk bir nisan günüydü; saatler on üçü gösteriyordu. Berbat rüzgârdan korunabilmek için çenesini göğsüne gömen Winston Smith, kendini Zafer Konakları’nın cam kapılarından içeri attı ama ardı sıra döne döne gelen tozlu rüzgârın da kendisiyle birlikte içeri doluşmasını önleyebilecek kadar hızlı davranamamıştı. Girişteki koridora haşlanmış lahana ve eskimiş keçe kokusu sinmişti. Koridorun öteki ucunda duvara yapıştırılmış renkli bir poster görünüyordu; bir iç mekân için aşırı büyük bir posterdi. Üzerinde ise bir metreden daha geniş bir yüz vardı sadece; kırk beş yaşlarında, siyah gür bıyıklı, güçlü, yakışıklı bir erkek yüzüydü bu. Winston merdivenlere yöneldi. Asansörü denemenin bir anlamı yoktu. Her şey yolundayken bile nadiren çalışırdı ve artık gündüz saatlerinde elektrikleri kesiyorlardı. Nefret Haftası öncesinde uygulanan bir kemer sıkma politikasıydı bu. Bina yedi katlıydı; sağ ayak bileğinin üst tarafında varis yarası olan otuz dokuz yaşındaki Winston, merdivenleri aralarda durup dinlenerek ağır ağır çıktı. Posterdeki o kocaman yüz, çıktığı her katın asansör kapısının karşısındaki duvarda, gözünü dikmiş ona bakıyordu. Herkesin her hareketinin takip edildiğini kafalara sokmak üzere tasarlanmış posterlerden biriydi bu. Altında, BÜYÜK BİRADER SENİ GÖZETLİYOR, yazıyordu."
Cam asansör adı çook güzel olmuş çok beğendim
Sayfa 2147483647 - Roald DahlKitabı okudu
Charlie Bucket 2
"Bu kadar abuk sabuk konuşan birini hayatımda görmedim,"dedi Georgina Nine. "Sen diyorsun bayram haftası, o anlıyor mangal tahtası!" Vay Wonka, "En akıllı insan bile saçmalar bazen," dedi. "Zırvalayıp duracağına," diye lafı yapıştırdı Josephine Nine, "bu kaçık Asansör nereye gidiyor, sen onu söyle!" Bay Wonka, bu sefer de, "Arada bir saçmalamak iyidir. Dalga geçmek herkese iyi gelir," diye karşılık verdi.
Sayfa 115 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.