Çocuğunu ölüm döşeğinde son bir defa öpememiştim. Hatta ertesi sabah cenazesini bile ta uzaktan takibe mecbur oldum. Komşular beni tanımayanlara uzaktan parmakla gösteriyorlardı. Kimse bana acıyıp bir tek teselli sözü söylemedi.
Çocuğumun mezarına ancak kalabalık çekildikten sonra gidebildim. Orada bile hala beni görenler varmış gibi ağlamaya cesaret edemiyordum.