Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anlıyor muydu, acaba anlamış mıydı? Herkes ayrıcalıklıydı. Zaten sadece ayrıcalıklılar vardı. Öbürlerini de bir gün mahkûm edeceklerdi. Kendisi de, o da mahkûm edilecekti. Cinayetle suçlanıp annesinin cenazesinde ağlamadı diye idam edilse ne olurdu ki? Salamano'nun köpeği de karısı kadar değerliydi. Robot gibi davranan ufak tefek kadın da Masson'un evlendiği Parisli kadın kadar ya da onunla evlenmemi isteyen Marie kadar suçluydu. Raymond ondan daha iyi bir insan olan Céleste kadar dostum olmuş, olmamış ne önemi vardı? Marie bugün dudaklarını yeni bir Meursault'ya verse ne olurdu? Anlıyor muydu, bu mahkûmu... geleceğimin derinlerinde... Bütün bunları haykırırken boğuluyordum.
Sayfa 109
Yaşadığından bile emin değildi zira bir ölü gibi yaşıyordu. Ben hiçbir şeyi olmayan bir adam gibi görünebilirdim. Ama kendimden emindim her şeyden emindim, onun olduğundan daha ermindim; hayatımdan, yaklaşmakta olan ölümden. Evet, elimde bir tek bu vardı benim. Ama hiç değilse bu gerçekliğe tutunuyordum ve bu da beni ayakta tutuyordu. Daha önce haklıydım, şimdi de haklıydım, her zaman da haklı olmuştum. Şimdiye kadar böyle yaşamıştım, başka türlü de yaşayabilirdim. Şunu yapmıştım, bunu yapmamıştım. Bir şeyi yapmamıştım, başka bir şeyi yapmıştım. Ne fark ederdi? Bütün bu zaman boyunca bu dakikayı ve haklı çıkacağım bu şafak vaktini beklemiştim sanki. Hiç, hiçbir şeyin önemi yoktu; ve ben bunun nedenini biliyordum. O da biliyordu. Sürdüğüm bu saçma hayat boyunca geleceğimin derinlerinden, henüz yaşanmamış yıllardan, karanlık bir soluk bana doğru yükseliyordu ve bu soluk geçtiği yol boyunca yaşadıklarımdan daha gerçek olmayan yıllarda bana sunulan ne varsa hepsini eşitliyordu.
Sayfa 108
Reklam
"Erkekler ve kadınlar ya birbirlerini aşk denilen şeyin içinde tüketirler ya da iki kişilik uzun bir alışkanlık geliştirirler."
Sayfa 14 - Can ModernKitabı okuyor
Ayrıca bana, "Demek hiç umudunuz yok, tamamen yok olacağınız düşüncesiyle mi yaşıyorsunuz?" diye sorarken sesi de titremedi. "Evet," diye karşılık verdim.
Sayfa 105
Ama bugün değilse de bir gün mutlaka öleceksiniz. O zaman da aynı soruyla karşı karşıya kalacaksınız. Bu korkunç sınavı nasıl karşılayacaksınız?
Sayfa 105
Ölmüşse, beni artık ilgilendirmiyordu. Öldükten sonra insanların beni unutacağını nasıl çok iyi anlıyorsan, bunu da öyle doğal buluyordum. Benimle ne işleri olurdu artık. Bu fikri kabullenmenin acı olduğunu bile söyleyemezdim.
Sayfa 104
Reklam
"Bir kenti tanımanın en bilindik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığına, nasıl sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır."
Sayfa 13 - Can ModernKitabı okuyor
Her şey ancak onunla bir değer taşıyabilir.
Sayfa 31
Çünkü bir gün şafak sökerken, polis kordonunun arkasında, bir anlamda öbür tarafta, hür olarak durmayı, idamı izlemeye gelip sonra kusan bir seyirci olmayı düşününce içimi zehirli bir sevinç dalgası kaplıyordu. Oysa bu akıllıca değildi. Bu tür hayallere kapılmakla iyi etmiyordum çünkü hemen arkasından öyle fena üşüyordum ki örtümün altına kıvrılıp yatıyordum. Dişlerimin takırdamasına engel olamıyordum.
Sayfa 100
Rahiple konuşmayı üçüncü kez reddettim. Ona söyleyecek bir şeyim yok, canım konuşmak istemiyor, zaten çok yakında göreceğim onu. Şu anda beni ilgilendiren şey giyotinden kurtulmak, kaçınılmaz olandan kaçmanın bir yolunun olup olmadığını öğrenmek. Hücremi değiştirdiler. Bu hücrede uzandığım zaman gökyüzünü görüyorum, bir tek onu görüyorum.
Sayfa 98
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.