Mısra 193 ve sonrası: Allahım... Allahım, onu neden yalnız bıraktın? Neden, yalnızlığının verdiği çaresizlikle can sıkıcı ilişkiler kurmasına izin verdin? Neden, geçirdiği her dakikanın hesabını sordun, içini ezdin? Neden, korkuyu göğsünden çekip almadın? Neden, suçluluk duygusunu üzerinden atmasına yardım etmedin? Neden, apartmanın bodrumunda
Sayfa 199 - İletişim Yayınları, 42. baskıKitabı okudu
Depresyonu, ona neden olan olumsuz düşünceleri değiştirerek yenebilirsiniz.
Kötü şeyler olabilir ve hayat bazen çogumuza bir darbe vurur. Birçok insan korkunç kayıplar ve harap edici kişisel sorunlar yaşar. Genlerimiz, hormonlarımız ve çocukluk anılarımız, nasıl düşündüğümüz ve neler hissettiğimiz konusunda etkili olabilirler. Ve diğer insanlar can sıkıcı, acımasız ve düşüncesiz davranabilirler. Ancak kötü duygudurumumuz hakkındaki bu teoriler bizi birer kurban yapma eğilimi taşırlar, çünkü sonuçların bizim kontrolümüz dışındaki bir şeylerden doğduğunu düşünürüz. Ne de olsa, bize yönelik davranışlar ya da genlerimiz vücut kimyamiz hakkında ilaç almak dışında yapabileceğimiz bir şey yoktur. Tersine , olaylar hakkında düşünce şeklinizi ve hatta temel değer ve inançlarınızı bile değiştirebilirsiniz. Ve bunu yaptığınızda, duygudurumunuzda, bakış açınızda üretkenliğinizde derin ve kalıcı değişiklikler yaşayacaksınız.
Reklam
216 syf.
·
Not rated
#OkudumBitti #KitapYorumum #EmpedoklesinDostlari /210 sy #AminMaalouf “insanlığın hayatını kolaylaştıran teknoloji gelişmeler insanlığın sonunu getirmiştir”.. "Geldiler, üstünlük kurdular, dünyada hem kaygı hem de umut rüzgârları estirdiler, sonra da gittiler." --------------------------------------------------------- Bu akşam sizlere
Empedokles'in Dostları
Empedokles'in DostlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20215.2k okunma
No. 50: Üç Nokta Yorar, Tek Nokta Tamamlar.
Hak ettiğiniz sevgiyi kendinize verin. Beklediğiniz, beklentiye girdiğiniz şeyler olmadığında da dilenmeyin. Arkanızı dönün ve gidin. Hayatınızın bir vakti var, devamlılığı yok. Bu sebepten ötürü üç nokta koymakla uğraşmak yerine her biten durumda noktayı da kendiniz koyun ki kafanız rahat etsin. Ötesi veya berisi durumlar can sıkıcı, zaman kaybı ve lüzumsuz fanteziye girer, gerek yok.
109 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 4 days
Storytel/Timuçin Esen
Baştan söyleyeyim,hayatın anlamını keşfetmenizi sağlayacak,size aydınlanma yaşatacak bir kitap değil. Yine her zaman söylediğim gibi doğru zaman doğru ruh hali önemli aksi halde sıkıcı olabilir. Yarı otobiyografik deniyor,yazarın hayatını birebir yansıtmıyormuş ne demekse! Çokça ortak nokta,çokça hayatın akışındaki olaylara anlam verememe ,toplum içinde yer edinememe ,yabancılaşma ,yalnızlık ve depresyon ögesi içeriyor. Dediğim gibi kendinizden bir parça bulamazsanız sürüklemeyecektir. Yalnız karakterimizin, çoğu kez Meursault ve Zebercet’inki gibi iç sıkan bir hayatı var. Hayata karşı aynı yabancılaşma hissi geçiyor ancak onu diğerlerinden ayıran şey aslında içten içe herkes gibi normal olmak istemesi,farklı bir insan olmanın içi sıkıntıyla doluyken kendi tabiriyle etrafına şaklabanlık yaparken bile askında sıradan şeylerle mutlu olup hayatını sürdürebilen biri olmak istiyor. En temelinde çocukluğundan beri onu gerçekten anlayan sevgisini hissettiren,kendi olmasına izin veren kimse olmamış. Büyüme çağında da ,yetişkinliğinde de saptığı her yol,döndüğü her sokak ,bir ben de varım çığlığı. Yazık. Gerçekten insanlar birileri kendini bi yerden atana kadar içinde kopan fırtınaları anlamayacak kadar salak ve umursamaz mı ? Sevgi eksikliği ve güvensizliğin getirdiği kaçınılmaz son olarak ‘ulaşabildiği’ somut şeylere bağımlı. Bazıları herkes gibi olamaz,herkes gibi şeyler yapamaz ve nasıl şartlar bir araya gelirse gelsin mutluluğu yakalayamaz. Bu insanlar şanslıysa profesyonel yardımlar alarak hayatta kalabilir,değilse var olmamak onlar için bir kaçış değil kurtuluş olur. Yozo,melek gibi bir çocuktu.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 202034.2k okunma
“Ah geçmiş günler, gençlik günlerim, nereye gittiniz? Zihnimin pırıl pırıl, gönlümün neşeyle dolu olduğu; hep güzel, incelikli şeyler düşünüp düşlediğim; yaşanan zamanın ve geleceğin umutla aydınlandığı günler, ne oldu size? Neden, neden daha yaşam yolunun başlangıcında can sıkıcı, renksiz, silik, tembel, duymaz, yararsız, mutsuz kişiler olup çıkıyoruz bizler. İki yüzyıllık tarihi var şu kentin. İçinde yüz bin kişi yaşıyor. Ama ne geçmişte ne de şimdi, bir tek kişi yok ötekilere benzemeyen. Kendini yüce bir amaca adamış tek bir kişi yok. İnsanda kıskançlık duygusu ya da öykünmek için tutku uyandıracak ufacık yetenekli bir sanatçı, bir tek bilim adamı yok. Sadece arabalara kurulup gezer, yer içer, uyur, sonra da ölürler... Sonra başkaları doğar, onlar da yer içer, uyur ve can sıkıntısından büsbütün aptallaşmamak için yaşamlarını iğrenç dedikodular, votka, kumar ve birbirlerini mahkemeye vermekle renklendirirler... Karılar kocalarını aldatır; kocalar yalan söyler, olup biteni görmezden, duymazdan gelirler... Ve bütün bu bayağılıkların etkisi çocukları karşı konulmaz biçimde ezer, onlardaki Tanrısal kıvılcımı söndürür ve onlar da tıpkı anaları babaları gibi, birbirinin benzeri, aynı zavallı cesetler olup çıkarlar.”
Sayfa 104Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.