"Öleni görüyor. Üç dakika sonra öleceğini biliyor. Hiçbir korku eseri göstermiyor.. Sarsılmak yok! Okuma bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim cennete girmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler Kelime-i Şehadet getirerek yürüyorlar.."
Balonlar uçurarak Türk mevzilerine yapılan ateşi yönlendirmiş, karadan yenemeyeceğini anlayınca iş makinelerini getirip Türk siperlerinin altına tüneller kazarak ateşleyip Türkleri yok etmeye çalışmış, uçaklarla zehirli gaz atmış, bombalar atmış, denizden toplarla çelik
yağdırmış, karadan en modern silahlarla ateş yağdırmış, elinden gelen her şeyi yapmış, önüne gelen her şeyi kırmış, dökmüş, yakmış, yıkmış
tahrip etmiş, kıramadığı yıkamadığı, hesaplarında olmayan, planlayamadıkları Türk askerinin çelik gibi iradesini, azmini yok edememişlerdi.
Onları, Mehmed’in vatan kavgası, namus kavgası bilinci olan iradesi yenmiştir.
İstanbul-Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği’nde Şehid Mehmet Nesed’in mezar taşında şöyle bir yazı vardır:
“Ben şimdi bu mezarda değil
Milletimin kalbinde yaşıyorum.”
Zor günlerdir, kara günlerdir, köyde erkeklerin kalmadığı günlerdir, çöpten adam arandığı günlerdir.
Bir gün gene gönüllü toplamaya gelirler. Vatanın zorda olduğu öyle günlerdir ki “Gönüllü müsün?” diye sorulmaz bile. Boya posa bakılır, yürü Çanakkale’ye denir. Bu, “Yürü ölüme!” demektir. Bomba seslerinin derinden derine duyulduğu, herkesin asker olduğu günlerdir.
Bir gün gene asker toplamaya gelirler köye. Çavuş,bakar, gençler yirmi kişiyi seçer. Yirmi delikanlı. 18’inden büyükler çoktan askere gitmişlerdir. Şimdi sıra onlardadır.
Muhtar, çavuşa söz verir. Yarın yirmi kişiyi getirip şubeye teslim
edecektir. Sabah olur, büyük tesadüf o gece gençlerden biri vefat etmiştir. Oysa muhtar yirmi kişi getireceğine söz vermiştir. Çare hemen
bulunur, kız kardeşi vardır. Hemen saçları kesilip erkek kıyafetine sokulur. Henüz diğerlerinin de sakalı bıyığı çıkmamış olduğundan farkına bile varılmaz. Gider Çanakkale’ye ve kardeşinin yerine askere giden bu kız Çanakkale cephesinde harp bitince gönderildiği Gazze Cephesi’nde şehit düştüğü duyulur. Kız olduğunu sadece mangasındaki
kendi köylüleri bilmektedir.
Sonuna kadar bu sır saklanır. O şimdi Gazze Cephesi’nde kardeşleriyle “Mehmetçik” ismiyle yatmaktadır.