Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Devlet-i ebed müddet sona eriyor, İslâm âleminden doğup, yüzyıllarca insanlığı aydınlatan güneş batıyordu; milletin, ümmetin hali ne olacaktı?... Ah bu güneş batmasa...” Bu anda davudî bir ses kulaklarına çarptı; bir insan değil, sanki ciğeri sökülen bir arslan kükrüyor, Gelibolu Yarımadası’nın dağı taşı bu sese dar geliyordu. - Yetiş ya Muhammed! Kitabın gidiyor!
Vefasız yurt, öz evlâdın için olsun vefa yok mu? Neden kalbin kararmış, bir ocaktan bir ziya yok mu? İlahi, kimsesizlikten bunaldım, âşinâ yok mu? Vatansız, hânümansız bir garibim, mültecâ yok mu? Bütün yokluk mu her yer, bâri bir yok der sadâ yok mu? Âkif'in bu soruları, bu şiirde cevapsız kalacaktır. Onun için kendi kendine konuşur gibidir ve onun için yalnız adamdır. Şiirin devamı, bu yalnızlığına başkalarını katarak kurtulmak isteği ile fakat ümitsizce yalvarışlarla başlar: Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım. Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım. Ne yapıp ye'simi kahreyliyeyim, bilmem ki? Öyle dehşetli muhitimde dönen mâtem ki!.. Ah! Karşımda vatan nâmina bir kabristan Yatıyor şimdi... Nasıl yerlere geçmez insan? Bu mısralarda şairin sembolik bir şahsa hitaben, ona, etrafinda dönen felâketi hissettirmek, göstermek, onu sarsmak ve uyarmak isteği sezilir. Yolcu, diye hitab ettiği şahıs, hiç şüphesiz Türk milletidir. Mısraların devamında, Çanakkale muharebe meydanına benzeyen tasvirde, parçalanmış insan uzuvları, ezilmiş çehreler, oyulmuş gözler, bir savaş sonundan çok, düşman işgaliyle yapılan zulümleri gösterir.
Sayfa 107 - Dergah, 2017
Reklam
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâ’ûna da züldür bu rezîl istîlâ! Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle sefîl,
Ah...
Ne dedemin zamanında olduğumuz gibi göğümüzden bomba yüklü uçaklar ne de kapımızdan tanklar geçiyor. Ne bir yar bıraktım ardımda da acı geliyor ölmesi Galiçya'da ne de Çanakkale'de cehennemler kudurdu da Ya Allah deyip siperden fırladım. Bir bayrağa bir Tanrı'ya yahut bir fikre olan imanımla mermilerin üstüne koşmuyorum. Ne aşk ne vatan için tekmeledim altımdaki iskemleyi. Benim ellerim yalnızca yıkamaktan tahriş oldu. Nenem Rumeli göçünde dipçikle sürülürken Mayadağ'dan Uzunköprü'ye daha yirmisinde iki çocuk anasıydı. Ben kırkıma geldim büyümeden.
Sayfa 5 - başar başaranKitabı okudu
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!” Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp
Reklam
Ah Çanakkale!... Vatanın hurriyeti, din-i mübin-i Islam'in izzeti uğruna toprağında binlerce şühedanın ebediyet uykusunda yattığı Çanakkale!...
188 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.