Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah bu menfaatler
Şunu unutmayınız arkadaşlar, devletler arasında dostluktan ziyade çıkar ilişkisi vardır. Almanlar da özellikle Ortadoğu'ya inebilmek için bizimle müttefik oldular. Yoksa 1914 yılı başlarında Genelkurmay Başkanları Moltke, Osmanlı'nın kendilerine sadece bir yük olacağını belirtmişti.
Sayfa 65
Bazen hicran kuşları kanat çırpar usulca Top sesleri dağıtır kanatlarında hüznü Bazen bir kartal gibi uçardı gökte umut Burda her an bir güneş devrilirdi toprağa Cebindeki mektupla kucaklaşan askerin Yanık bir türkü olur âh çeken dudakları Yüzündeki o mağrur tebessümü Götürürdü ırağa
Reklam
Ah be Çanakkale:((
On, on beş kelimeyle anlattı Cemil, Çanakkale'yi... Oysa 55.127 ölü verdik biz bu savaşlarda... 130 bini aşkın da yaralı..
Sayfa 111Kitabı okudu
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp
Toprakta gizli kaldı bizim âh u zârımız. Baş eğmedik edâniye ikbâl ü câh için; Mâzîye, ırka, sancağadır iftihârımız.
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!” Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud
Reklam
Kimi cephede ateşle yandık, kimi cephede donarak öldük, kimi yerlerde, çölde susuzluktan kavrulduk, Süveyş Kanalı'nda suda boğulduk. Devletin bekası için bir milyondan fazla Türk evlâdı bu cephede yitip gitti. Belki birkaç binin dışında yüz binlercesinin mezarları bile belli değil.
Beklemek! Bir ömür boyu beklemek... Yıllarca geçen zaman.. geçmeyen zamanı beklemek. Beklemek bulutların geçişinden, kuşların uçuşundan, böceklerin ötüşünden, rüzgarın esişinden umut bularak beklemek. Bin bir türlü rüyayı hayra yorarak beklemek. Çanakkale'de esir düşüp sağ kalanlardan zaman zaman dünyanın çeşitli yerlerinden dönenler oldu. Kepsut köylerinde on dokuz sene sonra dönenlere, dokuz sene sonra iki gözü kör dönenlere rastladım. Zannediyorum en son dönen esir 1952'de idi. Analarımız, kadınlarımız beklediler.. beklediler.. beklediler.. Gençliğini bilmedi Yel bulutu delmedi Çanakkale'den beri Koçyiğitler gelmedi.
06 Şubat 1923'te Atatürk Balıkesir'e ilk defa geldi. Evet Gazi Paşa gelmişti. O Anafartalarda onun kumandanı değil miydi? O bilmeyecek de kim bilecekti? Gazi Paşaya sormalıydı. Ömer'ini sormalıydı. O gün Atatürk'ün kaldığı evin arka kapısında pek kimsenin farkında olmadığı bir olay yaşanıyordu. Ömer'in anası kapıya gelmiş ille de "Gazi Paşa" ile görüşmek istiyordu. Atatürk'ün yaverleri "Olmaz!" dediler. "Hiç Gazi Paşa ile öyle paldır küldür her önüne gelen görüşebilir miydi?" Meseleyi bilenler yaverlere Ömer'in vasiyetini fısıldarlar. "Yolda, gelecek" denmesini, anasının ağlatılmamasını istemişlerdir. Çanakkale denince akan sular durur. Çünkü Atatürk'ün yaverleri Çanakkale'den beri yanındadırlar. Çanakkale'de şehit düşmüş birinin vasiyeti elbette yerine getirilir. Girerler içeri, durumunu anlatırlar Atatürk'e, "Gelsin!" der. Getiriler. Kazım Karabekir Paşa, Ali Hikmet Paşa ve Latife Hanımla birlikte oturmaktadırlar: - Buyur kadın! bir şey mi istiyorsun? Yok Gazi Paşam, yok... Sağlığını isterim... Ama Ömer'imi gördün mü? Çanakkale'de Kara kaşlı Ömer'imi gördün mü? "Yoldadır... Gelir." "Sağ ol Paşa Hazretleri..." der ayrılır kadın. "Yoldadır elbet..." Koskoca Gazi Paşa der, "O yalan mı söyler hiç... Gelecek tabi... Ömer'im gelecek!"
Bir hücum anında Mehmet kendisinden geçmiş, düşmanı önüne katmış sürmektedir. Öyle bir yere gelinir ki, uçurumdur. Mehmet bunun farkında değildir. Uçurumdan aşağıya düşmeğe başlar. Olayı sancak gemisinden dürbünle izleyen General Hamilton: "Türkler üzerimize koşarak gelirlerdi. Şimdi uçarak gelmeye başladılar." demiştir. Uçurumdan aşağıya düşen arkadaşlarının cesetlerine çarpıp sağ kalabilen Mehmetçiklerin hücumu sürdürdükleri, uçurumun ilerisinde İngiliz mevziileri yakınlarında bulunan Türk savaş malzemelerinden anlaşılmıştır
188 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.