Bize darbe/balkan savaşı/1.Dünya savaşı/Çanakkale savaşı olarak anlatılan süreç, gerçeğin çok küçük ve içeriği çarpıtılmış bir kısmı. Gerçeğin büyük kısmında ise o gün uygulanan sansürün hala bile geçerli olduğunu görüyoruz.
Zira sansür resmi tarihe dönüşünce, mutlak hale geliyor...
Sayfa 87Kitabı okudu
Bolayır, Gelibolu'nun en dar karasal boğazıydı ve bu dar boğaz, kale duvar sistemiyle koruma altına alınmıştı. Çatalca Kale zincirleri de İstanbul'un başında bir kılıç gibiydi. 1909 işgaline direnen tüm kaleler ve birlikler ki neredeyse Osmanlı Ordusu'nun tamamı, savaşın hedefi oldular
Sayfa 87Kitabı okudu
İtalya'nın Osmanlı'ya savaş ilan etmesiyle başlayan süreç, Trablus' un ele geçirilmesi ve Akdeniz'deki adaların alınmasının, Yemen ayaklanmasının ardından Sarıs Körfezi ve Çanakkale'nin girişine dayanmıştı. Cephe, Bulgar/Yunan/Makedon güçlerin Çatalca kaleleri ve Çanakkale'nin sırtını dayandığı Bolayır kaleleri ve hattı bölgesine saldırıları ile genişlemeye devam etmişti.
Sayfa 86Kitabı okudu
Çanakkale Boğazı'na, daha doğrusu Boğazın girişindeki kalelere saldırı, İtalyanların Osmanlı'yı imha operasyonunun bir adımı olarak başlamıştı, yani 1912 yılında...
Sayfa 86Kitabı okudu
Oysa devlet demek Kale demekti...
Sayfa 76Kitabı okudu
Aslına bakılırsa tarihin çarpıtılmasının sebeplerinden biri de, kalelerin varlığını gizlemekti. Çünkü kale yapısı ve mimarisi kendi içinde bir bilinç barındırır. Kale bilincinin gelecekte oluşacak toplumdan uzak tutulmak istenmesi düşmanlar açısından son derece akıllıca bir stratejidir.
Sayfa 65Kitabı okudu
İtalya'nın Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalara ayırma saldırısı imparatorluğun her noktasına dokunuyordu. İtalya sadece Akdeniz'deki stratejik ada ve yarımadalara değil, aynı zamanda bugün de dünyanın en stratejik geçiş noktası olan noktalardaki adaları da Osmanlı'dan alıyor, hem de bugün benzer olayların neticesinde...
Sayfa 57Kitabı okudu
Osmanlı döneminden kalan (1909 öncesi) memurlar ve devlet görevlileri adaletliydi. Savaş halinde dahi düşman ülkenin güçsüzlerine, din görevlilerine, kadınlara saygı gösteriyordu. 2.Dünya Savaşı'nda Japonların batılı ülkelerde "Yaratık-Alien" tanımıyla kamplara kapatılmasını hatırlayınca, içinde yaşadığımız dünyanın kimlerin elinde olduğu da aklımıza geliyor...
Sayfa 56Kitabı okudu
Gizliliğin, aldatmacanın had safhada olduğu bir kaos ortamında yolumuzu bulurken, çok dikkatli olmalıyız.
Sayfa 55Kitabı okudu
Edirne 30 Mart 1913 günü elimizden çıktı...
Sayfa 50Kitabı okudu