Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Can Aktaş

Can Aktaş
@canakttas
rock’n rollcu veteriner hekim adayı. ara sıra bar solisti. koyu Fenerbahçeli. Atatürkçü, Laik, Demokratik bir Türk Genci.
20 Aralık
9 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
insanın, hiçliğin merkezinde, varlıktan ibaret kalmasıyla arasındaki en büyük engellerden biri, iyilik bilgisiydi. bu bilgi, insana atılmış en büyük kazıklardan biriydi. umut ve umutsuzluk arasında gidip gelirken, açlıktan ölmesine neden olacak kadar belalı bir bilgi. asil’in ben’i, iyilik bilgisini kullanarak yaratacak ve yarattıkça zihnindeki
Reklam
215 syf.
·
Puan vermedi
Azil
AzilHakan Günday
8.4/10 · 9,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
seninle ben, birbirimizi unutsak dahi aslında hiç unutmayacağız. aramızda bir şey kalmasa bile, hep bir şeyler kalacak… bir gün öldüğümde, bir yanım hep senin içinde yaşayacak. ama hiçbir sokakta karşılaşmayacağız. sen ve ben.. artık birbirimizi hiç görmeyeceğiz. uzat ellerini, dokun güneşe, yazın kışa soluşunu
“kumar oynar mısın? hiç sanmıyorum. kaybedecek çok şeyin var çünkü. kumar masasına oturmayacak kadar zenginsin. her ne kadar sahip olduklarının hiçbiri gerçek hayatta para etmiyor olsa da çok zengin olmalısın. korkaklığını başka türlü açıklamak mümkün değil. dünyanın en zengin adamı kadar korkaksın! oysa yoksulsun. neden? yoksulluğunun nedenini
Reklam
marşın ikinci kıtasını da söyleyip bitirdiğimde, rastin bir şeyler mırıldandı. kısa bir cümleydi. belki de tek kelime. ve hepsi beni alkışlamaya başladı! gerçekten de, bir demokrasideydik artık! lider yalanlar söyleyerek yönettiğini sanıyor, halk uyduğu bütün kanunların kendi iyiliği için konulduğuna inanıyor, ülkedeki tek yayın organı olan radyonun spikeri de her şeyi görüyor, ancak deli taklidi yapıyordu?
uçurtmanın kuyruğuna simit parçaları bağlayıp gökyüzündeki kuşları beslemeye çalıştığın günleri hatırlıyorum da… nereden nereye… değil mi?
otoriterlik bir virüs müydü? ortaya çıkması için, toplumun bağışıklılık sisteminin çökmesi mi gerekiyordu? yöneticilik, bağımlılık yapar mıydı? eğer öyleyse, bu uyuşturucunun torbacısı kimdi, gramı kaça gidiyordu ve aynı etkiyi yakalayabilmek için her defasında dozunu artırmak şart mıydı? son olarak da, insan denen oyuncak, neden kendini bu denli önemsiyor ve önemsenmek için karaya vurmuş balık gibi çırpınıyordu?
“biliyor musun?” demişti harmin. teknede oturuyorduk. güneş, doğdu doğacak gibiydi ve gökyüzü, renkten renge girip bir alçalıp bir yükseliyordu. “kısırdöngü asla yok olmaz. sadece genişler, sonra da kendini unutturur. niye? çünkü döngü dediğin, bildiğin daire. üstünde tam tur atmak o kadar uzun sürer ki, aynı noktadan ikinci kez geçtiğini
beynin kilitlenmesi için binlerce neden vardı, başka bir şey değil, sadece bu, tıpkı gecikmiş bir ziyaretçinin kendi kapısını kapalı bulması gibi…
kırmızıkediKitabı okudu
Reklam
sonuçta, ne olursa olsun, kör bir adama önce yardım edip sonra arabasını çalmak ile can çekişen ve eli kolu tutmayan bir ihtiyarın mirasına göz dikerek onunla ilgilenmek arasında çok da büyük bir fark yoktur. kör adamın evine yaklaşırken, kendiliğinden aklına gelivermişti bu, tıpkı, hani denir ya, herhangi bir önsezi nedeniyle değil, yalnızca karşısına biletçi çıktığı için piyango bileti almaya karar veren, ne yapacağı kestirelemeyen kaderin sunacağı şeye baştan razı olmuş biri gibiydi, ya eline bir şey geçerdi ya da hiçbir şey…
kırmızıkediKitabı okudu
2=1
kim o, deme boşuna.. benim, ben. öyle bir ben ki gelen kapına; başdan - başa sen.
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.