Cansu Canan: Türklerin en eski yurdu Hakasya mıdır?
Taşağıl: Bence öyle ... Hakasya, Altay ve Sayan Dağlarının arasında, bugün Orca Sibirya'nın güneyinde yer alan bölgenin ismidir. Şu anki verilere göre en eski yurdumuz Hakasya'dır. Bu, belki ileride yeni bulgularla değişebilir. Ama şu anda öyle. Özellikle 1950'lerde Çek araştırmacıların kazılarına göre bu sonuç çıkıyor. Ben de o bölgeye gittim. Orada ağaçtan yapılmış evler görmüştüm. Anlatılan şu; o dönemde Sibirya'da yaşayan Türkler ağaçtan evlerde yaşıyorlardı. Ben de aynı kanıdayım. Sonrasında iç kesimlere doğru göç eden Türkler bu sefer keçe evlerde yaşamaya başlıyorlar. Bugün halen o bölgede ağaç evler vardır. Şuan için eldeki bilgiler ışığında ilk yurdumuz Hakasya'dır diyebiliriz. Bu arada Hakasya demişken: Mesela Türk kültürünün en önemli motiflerinden birisi demir ve demiri işlemedir. Bunun en eski örneklerini Hakasya'daki Minusinsk Müzesi'nde görüyoruz. Minusinsk Müzesi, 1870'li yıllarda kurulmuştur. Oradaki eşyalar, Türklerin ilk yıllarında bile demiri işlemede ne kadar ileri gittiklerini gösteriyor. Kemer tokalarından savaş aletlerine, süs eşyalarından mutfak eşyalarına kadar pek çok eser sergileniyor orada. Ustalık işi eserler.
Sayfa 17 - KronikKitabı okudu
Canan Yurdu
Ey sevdiğimin sevimli yurdu, Hâlin bana şimdi pek dokundu!
Reklam
Canan Yurdu Şiirinden
Geldim bu garip yurda, medhûş Feryâdımı yok mu eyleyen gûş? Yâ Rab, bu nasıl cihan-ı hâmûş Bir 'yok!' Diyecek sadâ da yokmuş!...
Leyla
'Barındırmaz mısın koynunda, ey toprak? ' derim, 'yer pek'; Döner, imdâdı gökten beklerim, heyhât, 'gök yüksek'. Bunaldım kendi kendimden, zamân ıssız, mekân ıssız; Ne vahşetlerde bir yoldaş, ne zulmetlerde tek yıldız! Cihet yok: Sermedî bir seddi var karşında yeldânın; Düşer, hüsrâna, kalkar, ye'se çarpar
Atatürk, devletimizin kurucu kahramanıdır… İlla bir 'İngiliz ajanı' aranacaksa, İngiliz politikalarına ayak uydurarak ülkenin kurtulacağını düşünen ve nihayetinde İngiliz gemileri ile yurdu terk edenler de aramak lazımdır.
Sayfa 236 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Onun Bizans İmparatoru Romanos Diogenes ile yaptığı, Anadolu'nun Türk yurdu haline gelmesiyle neticelenecek Malazgirt Savaşı, önceden planlanan bir savaş değildi. Alp Arslan'ın bu savaş öncesindeki asıl niyeti Mısır'a gidip Şii Fatımiler ile savaşmaktı. Ancak onun hareketini haber alan Bizans İmparatoru Diogenes'in, Selçuklu ülkesine yürümesi rüzgârı farklı bir yöne çevirmiş, Alp Arslan hızlı bir şekilde geriye dönerek kendi ülkesini savunmak zorunda kalmıştı. Ertesi yıl Horasan Seferi sırasında öldürülmemiş olsaydı, Alp Arslan muhtemelen yine Mısır üzerine yürüyecekti.
Sayfa 53 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlla bir 'İngiliz ajanı' aranacaksa, İngiliz politikalarına ayak uydurarak ülkenin kurtulacağını düşünen nihayetinde İngiliz gemileri ile yurdu terk edenler de aramak lazımdır.
Sayfa 236 - Kronik kitapKitabı okudu
Canan Yurdu
Yâ Rab, bu nasıl cîhan-ı hâmûş: Bir “yok!” diyecek sadâ da yokmuş!.. ( Ya Rab, bu nasıl suskun bir cihan böyle: Yokmuş , “yok!” diyecek bir ses bile!..)
Sayfa 213
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.