Sağır kalabalıkların derinleştirdiği o yalnızlık hissiyle boğulma halinde sürüklenirken yaşamın kıyısına, bir insan, tükendim dediğin yerde yeşertebilir yarına dair umutlarını. Geçmişe çare yoksa da, sana bugününü armağan edebilir. Onun yüreği ebediyen evin olabilir.
Oysa sadece duyulmak istiyordum. Anlaşılmak değil, duyulmak.
Dilinin kesildiğini hissettiğin bir yerde kalamazsın.
Dinleyip de anlamayanın anlaşılır sebepleri vardır elbet. Ama duymamak başka. Duymamak yok saymaktır. Sesimi duymayan, yüreğini bana hepten kapatmıştır.
Kalamazsın.
Kelimene bile sağır olandan uzaklaş.
Sağır kalabalıkların derinleştirdiği o yalnızlık hissiyle boğulma halinde sürüklenirken yaşamın kıyısına, bir insan, tükendim dediğin yerde yeşertebilir yarına dair umutlarını. Geçmişe çare yoksa da sana bugününü armağan edebilir. Onun yüreği ebediyen evin olabilir.
Beklentilerine aldırış etmeyip sana inanmayan kim varsa, dahası sana inanmadığını yüzüne haykıran kim varsa sağır ol onlara; duyma.
Sesler azaldığında kendini daha iyi duyacaksın sesler azaldığında kendinle daha çok konuşacaksın.
Azalmak iyileşmektir.
Sağır kalabalıkların derinleştirdiği o yalnızlık hissi ile boğulma halinde sürüklenirken yaşamın kıyısında, bir insan, tükendim dediğin yerde yeşertebilir yarına dair umutlarını. Geçmişe çare yoksa da sana bugününü armağan edebilir. Onun yüreği ebediyen evin olabilir.
"Bilim, çalışıyor. Yan yana, büyük bir aile olarak çalışıyor. 'Tarihçiyim, Türkoloğum, dilbilimciyim vb.' diyerek tek bir bilgi kanalına saplanıp diğer kanallara sağır kalmamak gerekir."