Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Caner Aslan

Bütün söylenen ve yazılanlardan sonra, proaktif olmak iki şeye indirgenir. Birincisi, hayatının sorumluluğunu al; ikincisiyse, inisiyatif al. Bu kadar basit. Kurban değil, fail ol. Hayatın seni şekillendirmesini bekleme, sen onu şekillendir. Hayatının sürücüsü ol, sadece bir yolcu değil. Hayal gücünden beslenerek yaşa, geçmişinden değil.
Reklam
Her türlü durumda vereceğimiz yanıtı seçmekte özgürüz; ama onu seçerken, arkasından gelecek sonucu da seçeriz. "Değneği bir ucundan kaldırdığımızda, öteki ucunu da kaldırırız."
Bazen yapabileceğimiz en proaktif şey; mutlu olmak, içtenlikle gülümsemektir. Mutluluk, mutsuzluk gibi, proaktif bir seçimdir. Etki Alanımızın içine hiçbir zaman girmeyecek şeyler vardır; hava durumu gibi. Ama proaktif insanlar olarak kendi fiziksel ya da sosyal havamızı yanımızda taşıyabiliriz. Çabalarımızı değiştirebileceğimiz şeylere odaklarken, mutlu olabilir ve şu anda denetleyemediğimiz şeyleri kabul edebiliriz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ancak bir insan, içtenlikle ve dürüst bir biçimde, "Bugün böyle olmamın nedeni dün yaptığım seçimlerdir," demedikçe, "Başka yol seçiyorum," da diyemez.
Davranışlarımız, koşullarımızın değil, kararlarımızın bir işlevidir. Değerlerimizi duygularımızdan üstün tutabiliriz. Bazı şeylerin olmasını sağlamak için hem inisiyatifimiz vardır, hem de sorumluluğumuz.
Reklam
Bağımlı insanlar istediklerini elde edebilmek için başkalarına ihtiyaç duyarlar. Bağımsız insanlar istediklerini kendi çabalarıyla elde ederler. Karşılıklı bağlılığa sahip insanlar kendi çabalarını başkalarınınkiyle birleştirerek en büyük başarıya erişirler.
Mutluluk, en azından kısmen, şimdi istediğimiz şeyi ileride isteyeceklerimiz uğruna feda etme arzusu ve yeteneğinin meyvesi olarak tanımlanabilir.
Bilgi kurumsal paradigmadır; yani, yapılması gereken şey ve nedeni. Beceri, nasıl yapılacağıdır. Arzu ise, motivasyondur; yani, yapma isteği. Bir şeyi yaşantımızda alışkanlık haline getirmek istiyorsak, üçüne de sahip olmamız gerekir.
Bilgi kurumsal paradigmadır; yani, yapılması gereken şey ve nedeni. Beceri, nasıl yapılacağıdır. Arzu ise, motivasyondur; yani, yapma isteği. Bir şeyi yaşantımızda alışkanlık haline getirmek istiyorsak, üçüne de sahip olmamız gerekir.
Öğütler ancak öğüt verene yararlıdır. O da vicdanındaki yükü hafiflettiği için.
Reklam
Çoğumuz istediğimizden azıyla yetinmek zorundayız.
Bildiğin gibi şibumi, sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır. Şöyle düşün: O kadar doğru bir söz ki, cesaretle söylenmesine gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki, güzel olmasına gerek yok. O kadar gerçek ki, sahici olmasına gerek yok. Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu bir sessizlik demek. Kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçakgönüllülük demek. Sanatta şibumi zarif bir basitliği ifade eder. Buna sabi denir. Felsefedeyse kendini wabi olarak gösterir. Büyük bir ruhsal rahatlıktır ama pasifik değildir. Bir insanın kişiliğindeyse... nasıl söylemeli... Hakimiyet peşinde olmayan otorite mi? Onun gibi bir şey.
Nicholai bir an düşündü. “Şeyy... Filozoflar ve savaşçılar için Go ne ise, muhasebeciler ve tüccarlar için de satranç o bence.”
%21 (100/456)
Şibumi
ŞibumiTrevanian
8.6/10 · 8bin okunma
Nicholai cevap vermeden önce bir saniye düşündü. “Şey...önce tabii dikkati toplama yeteneği gerekli. Cesaret. Kendini kontrol. Bunlar çok normal. Ama hepsinden önemli olan, insanda bir...nasıl söylemeli bilemiyorum. İnsan hem matematikçi olmalı hem de şair; sanki şiir bir bilim, matematik de bir sanatmış gibi. İnsanın Go'yu birazcık iyi oynayabilmesi için proporsiyona sevgi duyması gerekli. Demek istediğimi iyi anlatamıyorum efendim, özür dilerim."
504 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.