Beyin, hiçbir zaman fiziksel aktiviteden yorulmaz. Sadece dikkati dağılır ve sıkılır. İşte yorgunluğu o an hissederiz. Ama zihninizi odaklarsanız, kimse ne kadar devam edebileceğini bilemez.
Dili işleyenin eli işlemez. Bu zor günlerde on düşünüp bir söylemek, kiminle konuşacağımızı bilmek, her an ne istediğimizi, nereye gittiğimizi hesaplamak gerek.
Bir insan nelerin toplamıdır? Hayallerinin, mücadelesinin, dostlarının, hayal kırıklıklarının, yenilgilerinin, aşklarının, zaaflarının, güçlü yönlerinin, talihinin, trajedisinin, güçlü yönlerinin, talihinin, yazgısının… En çok da yazgısının…
İşe başlarken “içindekiler”i çalışma hipotezi olarak ele alıp yazmak, tezin alanını tanımlamaya yarar. … Çalışma ilerledikçe, bu varsayımsal “içindekiler” pek çok kez yeniden yapılandırılmak ve belki de tamamen farklı bir biçim almak zorunda kalır. Kesinlikle doğrudur. Ama çıkış noktanızı yeniden yapılandırmak için öncelikle bir çıkış noktasına ihtiyacınız var.