AHMAKTAN KAÇIYORUM
Hazret-i Îsâ, sanki kendisini bir aslan kovalıyormuş gibi canhıraş bir şekilde kaçmaktadır. Adamın biri, bu hâle hayret ederek ardından koşar ve seslenir: “–Hayrola, ürkütülmüş bir kuş gibi çırpına çırpına niçin ve nereye kaçıyorsun? Arkanda kimse yok ki!” der. Îsâ -aleyhisselâm- o kadar hızlı koşmaktadır ki, acelesinden adamın suâline cevap
"İyileştirebileceğiniz tek şey, gözlerimdeki kızarıklıklar ve tenimdeki izler. Sizi temin ediyorum; içimdeki yıkımın bir tedavisi yok..."
Reklam
Bir süredir okuduğum kitapların içine o kadar giriyorum ki telefonu elime alıp alıntı paylaşmak çok zor geliyor.
Dijital Kale
Dijital Kale
kitabında o kadar alıntılayacak yer olmasına rağmen sadece üç tane alıntı paylaşmışım mesela. Bu süreçte şunu fark ettim gerçekten bir kitabın içine girdiğimde, olay örgüsü beni sardığında kitabı bırakıp alıntı paylaşmak gerçekten çok zor ve eğer bunu yapıyorsam kitabın içine yeterince girmemişim demektir. Bazı okurlar görüyorum bir alıntısını defalarca paylaşıp binlerce okura ulaşmış. Gerçek bir okur onu kaç kişinin takip ettiğini önemser mi? O zaman akıllara ikinci bir soru geliyor, okuduğumuz kitaplar bizi değiştirmiyorsa, güncellemiyorsa, bize ruhsal olgunluk katmıyorsa, hala üç beş kişinin bizi takip etmesini önemseyip canhıraş bir çabayla takipçi edinmeye çalışmamızı önlemiyorsa ne işe yarıyorlar? Burada da küçük bir güruhun birbirini pohpohlayarak kendini değerli hissetmeye çalıştığını görüyorum. Çok kitap okuyan ama yazım yanlışı yapan( hayır yapılamaz), çok kitap okuyan ama sözcük dağarcığı hala çok kısıtlı olan(nasıl olur), çok kitap okuyan ama hala dar fikirlere sahip insanlar görüyorum. Kitlesel gelişimi güzelleyen, kişisel gelişimi yeren ekole karşı şunu söylemek istiyorum. Kitap okuduğu halde kişisel olarak gelişemeyen bir toplumu kitlesel olarak nasıl geliştireceğiz? “Kendime sorular”
Arzularının peşinde ömür boyu koştururken hiçbirinin nerede öleceğini düşünmeye zamanı olmuyordu. Ansızın kendilerini bir çukura kapatılmış bulunca da canhıraş feryat ediyorlardı.
Sayfa 12 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
“Bazı şeyler merhem olmayı bırakınca yara olmaktan ileriye gidemiyor.”
Reklam
“Bir yer bulabilsem keşke. Bir yer, seni hatırlatmayan.”
Sayfa 346 - Yusuf HayaloğluKitabı yarım bıraktı
“Aynı kâğıdın ön ve arka yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber ama hiçbir zaman birbirini göremeyen…”
Sayfa 317 - Aziz NesinKitabı yarım bıraktı
“Ama unutma, taş duvarlar arasındaki karanlığımın senden başka penceresi yok!”
Sayfa 286 - Sabahattin AliKitabı yarım bıraktı
Kelimeler kendilerini hatırla yolcu edecek vefalı bir ağız ,gönül hoşluğu ile davet edecek kadirşinas bir kulak bulamadıklarından, ikimizin arasında yaralı hayvanlar gibi canhıraş koşuşturup duruyorlardı.
Reklam
“İstemeye hakkım var mı, bilmem ama seni derinden ilgilendiren şeyleri, başkalarına anlatmaktan kaçınacağın şeyleri duymak isterdim. Anlat bana…”
Sayfa 213 - Tomris UyarKitabı yarım bıraktı
“Üzülme kelebeğim, bugünü atlatırsak yarın diye bir şey yok.”
Sayfa 182 - Ah Muhsin ÜnlüKitabı yarım bıraktı
“Korkma bana âşık olmaktan ya da çekip gitmekten. Çünkü kalbimdeki hiçbir cesedi sahipsiz bırakmadım ben.”
Sayfa 160 - Nazım HikmetKitabı yarım bıraktı
“Bir gün sana, dünyada katlanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.”
Sayfa 118 - Yusuf AtılganKitabı yarım bıraktı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.