. Genç diyemeyeceğimiz kadınlar bile bu işlere karışarak, gardiyanları şaşırtırlardı: Özgürlükte bu kadından bunu beklemezdim, diyorlardı şimdi! Oysa kadınların aradığı ihtiras filan değil, yalnızca birisine bakmak, onu bağrına basmak, kendinden keserek ona vermek, çamaşırını yıkamak, çoraplarını yamamak istiyorlardı. Birlikte yedikleri çanak - kutsal nişan yüzükleriydi şimdi. Doktor Zubov'a kadınlardan biri anlatmış: "Dostluğumu onunla yatmak için sürdürmüyorum, fakat şu sürdürdüğümuz hayvani hayatta, tayın ve paçavralar için yaptığımız kavgalardan sonra, adamıma gömleği yamamam gerek, akşama patates pişiririz diye düşünmek istiyor canım." Oysa erkek bazan bundan fazlasını ister, ona uymak gerek, işte gardiyanların kolladığı fırsat... Mesela 'Unjlag'da hastane çamaşırcısı olarak çalışan bir Polya teyze vardı, kocasını erken kaybettikten sonra hep yalnız kalmış, kilisede yardım etmekle hayatını kazanmış. Süresinin bitmesine yakın onu bir erkekle yakalamışlar. Şaşa kalmışlar doktorlar: "Polya teyze, nasıl oldu? Sana güvenimiz vardı, şimdi seni genel işlere yollayacaklar" diye çıkıştılar. "Suçlu olmasına suçluyum, İncil diliyle günahkar kadın, kamp diliyle orospu olduk" şeklindeydi ihtiyarcığın karşılığı. .
Sayfa 196Kitabı okudu
“Aldırma anacığım, sık dişini, bağrına taş bas, Seni çok severim, görmek istemem dayak yediğini. Tepem atsa bile koşamam yardımına; ne yapayım, Olymposluya karşı gelmek çok zor. Bir gün sana yardım etmek istedimdi hani, yakaladıydı beni bacağımdan, attıydı tanrısal eşikten aşağı, yuvarlandım gittiydim tam bir gün. Düştüydüm Lemnos Adası’na, batan günle, birazcık canım kalmıştı, ha çıktı ha çıkacak. Sintiler yerden kaldırdılardı orada beni.”
Sayfa 21 - 1.Bölüm; Tanrı Hephaistos, babası Zeus ile annesi Hera’nın Troya savaşı yüzünden bozulan arasını yapmaya çalışıyor.
Reklam
“Caspian, canım” dedi Lucy. “Eninde sonunda kendi dünyamıza dönmemiz gerektiğini biliyordun.” “Evet” dedi Caspian hıçkırarak, “ama daha çok erken.” “Ramandu’nun adasına vardığında kendini daha iyi hissedeceksin” dedi Lucy.
Doğan Egmont YayıncılıkKitabı okudu
İbrahim Tatlıses bu tespitin dışında :D
Biliyorum, arkadaşlarım bana sırf evimizdeki döviz rezervinin görkemi yüzünden asla “İbo” demediler. Sınıftaki adaşıma “İbo” diyorlardı halbuki. “İbo” diye çağrılmaktan hiç hoşlanmazdım, bu kesin fakat işte adımın akçeyle sigortalanmış olması da canımı sıkıyordu.
Sayfa 139Kitabı okudu
Bir gün saf adamın biri, kuşluk vaktinde Hazreti Süleyman‘ın kapısını çalmış. Tasa ve kaygıdan yüzü sararmış ve dudakları morarmış. Hazreti Süleyman ona bakarak sormuş: - Sana ne oldu, betin benzin atmış, harap ve perişan olmuşsun? Adamcağız cevap vermiş: - Sormayın efendim. Bugün Azrail‘e rast geldim. Bana öyle bir bakış baktı ki, ödüm
Sayfa 197Kitabı okudu
Biliyorum, arkadaşlarım bana sırf evimizdeki döviz rezervinin görkemi yüzünden asla –İbo demediler. Sınıftaki adaşıma –İbo diyorlardı halbuki. –İbo diye çağrılmaktan hiç hoşlanmazdım, bu kesin fakat işte adımın akçeyle sigortalanmış olması da canımı sıkıyordu.
Sayfa 143
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.