Oğlanın yanına yaklaştı ve içinde ki merhametsiz duyguyla ona şu soruyu yöneltti. “Ceketin yok mu?” Dedi. Çocuk başta gülümsedi ve çok normal bir ses tonuyla cevap verdi. “Hayır. Babam öldükten sonra kimse bana ceket almadı.” Sona doğru gülen suratı ekşidi, büzüldü, başını yere eğip ağladı. Harabeye dönmüş bir savaş alanın ortasına çömelen ve muhabirin sırf izlenim alsın diye sorduğu o soru benim canımı çok yaktı. Gerçekle yüzleştim, o küçük oğlanın hayatıyla yüzleştim. Başta dik duran başının yere eğişiyle yüzleştim. Kendime bir söz verdim daha sonra. Her halime, her yemeğime, her kıyafetime, yaşadığım bu normal ama o çocuk için lüks olan hayatıma, şükür edecektim. Fakat bir sabah kalktım. Askılıkların dolu olduğu dolabımın öndünde, “Off giyecek hiçbir şeyim yok!” sitemiyle gerçek ve acımasız ve sıradan hayatıma döndüm. İnsan, doyumsuz. İnsan, kör. İnsan, insan çok acımasız.
O bayram bana ayakkabı almaya karar verdiler. Hazır ayakkabı satan mağaza yoktu şehirde. Tek ayakkabı yapan dükkanında ayakkabıcı çıplak ayağımı bir kartonun üzerine koydu, iyice basmamı söyledikten sonra ağzındaki kurşun kalemi eline alıp ayağımın çevresini çizdi. O ayağımın çizildiği karton benim ayakkabı numaramdı. Günlerce yeni
Reklam
18.03.2008..
Bazen bazı kelimeler çok anlam kazanır bazen de sadece kelime deyip geçersin.. Kimseyi sevmememin iki nedeni var bir senin sevgini o kadar çok alıp sevginin doyma noktasına ulaştım o yüzden kimsenin sevgisini kabul edemiyorum yada senin sevgin gibi bi sevgiyi hissetmediğim için kimsenin ne sevgisine inanıyorum ne sevebiliyorum ve kimseyi özlememem
Küçükken doğungünlerini çok severdim , böyle bir ay, hata ve hatta iki ay önceden kutlardım. Bazen abim bi pasta alırdı, ben oturma odasında olurdum. Bilirdim mutfakta hazırlık yaptıklarını. Sessizce beklerdim biri beni çağırsınlar artık diye. Abim gelirdi, böyle şuanın rulo keki gibi bir pastayla kutlardık doğumgünümü . Dört kişiydik. Çok güzeldik. Sonra abim gitti, okuldu, askerlikti, işti derken kocaman yıllarım ondan ayrı geçti. Ama olsundu uzaktada olsa bir abim, yanımda bir annem ve babam vardı. Doğum günlerimi bu sefer sadece ben kutladım, ama dedim ya olsundu arkadaşlarım vardı. Yinede asla o pastaya dört kişilik kutladığımız doğum günün çeyreği olmazdı. Ve işte yıl 2019 ve doğum günüme 6 gün kalmış. Berbat üç hafta geçirmişiz ailecek. Babam, canım hastaydı. Morali yerinde olsun diye doğum gnüme 6 gün kala dedim bi pasta alsam kutlasam, şu lanet hastane babamın gülümsemesini tatsa biraz güzelleşse adında lanet taşıyan yer belki bizim gülümsemelerimizle güzelleşir. Çocukluğımdaki gibi önceden de kutlamış olırım dedim. Pastaneye gidiyodum. Belki on belki yirmi adım kaldı vazgeçtim. Dedim tam gününde kutliyim. Lan iki ay önce kutluyan küçük kız o gün kutlamadı doğum gününü. Doğum günüme beş gün kalmıştı yani ertesi gün olduğunda babam bana sessizce veda etti. Göz yaşlarımda sakladım onu ben. O lanet doğum gününü onunla kutlıycaktım ben. Kutlıyamadım. Küçük kız çocuğu mumlarını üflemedi o yıl. İçi kor gibi yanarken, ne mumu?! Mum görse ateşnden korkardı. Şimdi ben bunları niye buraya yazdım,olurda unutursam yaşadıklarımdan bir tutam, bunları okuduğumda zehir olup kalbime aksın diye...
Nazım Hikmet
O bayram bana ayakkabı almaya karar verdiler. Hazır ayakkabı satan mağaza yoktu şehirde. Tek ayakkabı yapan dükkanında ayakkabıcı çıplak ayağımı bir kartonun üzerine koydu, iyice basmamı söyledikten sonra ağzındaki kurşun kalemi eline alıp ayağımın çevresini çizdi. O ayağımın çizildiği karton benim ayakkabı numaramdı. Günlerce yeni
S. Alinin Ankaradaki evi Dost'un üstünde idi :)
Benim canım, şekerim bir tanem Filiz'im. Bu sefer senin mektubun da dokunaklı idi.Annene yazdığım gibi rüyalarımda bile seni görüyorum.Nasıl öksürüğün geçti mi? Bol bol denize giriyor musun? .... Filizciğim, seni ne kadar özlediğimi anlatamam. Hep Ankara'da seni tekrar göreceğim günü bekliyorum. Şimdilik yüz bin milyon defa gözlerinden, yanaklarından hasretle öperim canım evladım. Baban S.Ali
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.