Sevval

Sevval
@canimistemiyor
2 reader point
Joined on November 2021
"Sana hiçbir zaman ulaşamadım" dedi Giovanni. "Hiçbir zaman gerçek anlamda burada olmadın sen. Sanırım bana hiçbir zaman yalan söylemedin ama asla gerçekleri anlatmadığını da biliyorum,neden? Bazen tüm gün boyunca burada kalır, bir şeyler okur, pencereyi açar, yemek pişirirdin - seni seyrederdim - ve sen hiçbir şey söylemezdin. Bana bakmana rağmen sanki görmezdin beni. Üstelik de ben bütün gün, gün boyu bu odayı senin için düzenlemeye çalışıp dururken. Biliyor musun sen kötü bir insansın, bazen bana gülümsemenden nefret ettim. Seni boğmak istedim o anlarda. Bir yerini kanatmak istedim. Bana herkese gülümsediğin gibi gülümsedin, bana herkese anlattıklarını anlattın - ve tüm anlattıkların da yalan. Ne gizliyorsun sen? Senin kollarındayken senin hiç kimseyi sevmediğini bilmediğimi mi sanıyorsun? Hiç kimseyi. Ya da herkesi - ama beni değil! Senin için hiçbir anlamım yok, hiç." Yeniden ağlamaya başladı. Göz pınarlarından sıcak gözyaşlarının süzülüp, kirli yastığa düştüğünü görüyordum. "Eğer beni sevmezsen, buna katlanamam, ölürüm. Sen gelmeden önce zaten ölmek istiyordum. Sana bunu bir çok kez anlattım. Zalimlik bu yaptığın, ölümümü daha çok zorlaştırmak için beni yaşama bağlamak."
Reklam
"Büyüdükçe ne kadar yakınımız olursa olsun hiç kimsenin bizi gerçek anlamda anlamayacağını öğrenmekse daha da korkunçtur. Bizi en mutsuz eden bizzat kendi benliklerimizdir ve işte tam da bu yüzden benliklerimizi yitirmek için yanıp tutuşuruz." "Bu çıldırtıcı benliği nasıl bütünüyle kaybedebiliriz peki? Aşkla mı? Aşkın acımasız, korkunç bir efendi olduğunuz pek azımız bilir. İnsan başka birisi uğruna kendini kaybeder ama bunu yaparak tüm tanrıların en hercaisine çaresizce kul köle olur. Savaşla mı? İnsan yüce bir dava uğruna savaşırken mücadelenin coşkusuyla kendini kaybedebilir ama günümüzde uğruna savaşılacak öyle yüce davalar kalmadı."
Sayfa 51
"Ölüm, güzelliğin anasıdır," dedi Henry. "Peki ya güzellik nedir?" "Dehşetin ta kendisi." "Ve eğer güzellik dehşetin ta kendisiyse, o zaman arzu nedir?" dedi Julian. "Pek çok arzumuz olduğunu sanırız ama aslında tek bir arzumuz vardır. Nedir bu?" "Yaşamak." dedi Camilla. "Sonsuza dek yaşamak." dedi Bunny.

Reader Follow Recommendations

See All
"Layla?" Sesim soru sorar gibi fısıltıyla çıkmıştı. Gözünden bir damla yaş akarak yanağından aşağı süzüldü. Başını salladı… belli belirsiz. "Leeds," dedi. "Şu anda nasıl göründüğünü biliyor musun?" Başımı iki yana salladım. Dudakları kıvrılarak gülümsedi. "İçten içe ölüyormuş gibi görünüyorsun." Bu sözler bana gereken tek kanıttı. Hızla yanına gidip Aspen'le yatağın arasına girdim. Yatağın korkuluklarını indirip yanına yattım. Yüzünün her tarafını, ellerini, başının üstünü tekrar tekrar öptüm. Layla hem ağlıyor hem gülüyordu. "Başardık," dedi. Yanağımı yanağına dayayarak içimi çektim. "Başardık Layla." Yanaklarındaki gözyaşlarını sildim. "Bir daha söyle. Adımı tekrar söyle." "Layla," diye fısıldadım. "Layla,Layla,Layla." Beni öptü. Beni öpen Layla'ydı. Layla.
Sayfa 319
“Ele geçiremeyecekler bizi," dedim. “Çünkü sen çok yüreklisin. Yüreklilere hiç bir şey olmaz.” “Ölürler tabii ki.” “Ama yalnızca bir kez.” “Bilmiyorum. Kim söylemiş bunu?” “Korkak bin kez ölür, yürekliyse yalnızca bir kez.” “Tabii. Kim söylemiş bunu?” “Bilmiyorum.” “Belkide korkağın biriydi.” dedi. “Korkaklarla ilgili sürüyle şey biliyormuş ama yüreklilerle ilgili hiç bir şey. Yürekli eğer zekiyse belki de iki bin kez ölür. Yalnızca sözünü etmez bunların.” “Bilmiyorum. Yüreklinin usunun içini görmek zor.” “Evet. Bu yüzden yürekli kalabiliyorlar.”
Sayfa 123 - Nobel Yayınları
Reklam