Canan Çelik

261 syf.
·
Not rated
·
Liked
“ Ülkelerinde sürmekte olan ve gelecekte bir atom savaşına dönüşmesinden korkulan savaştan uzaklaştırabilmek için altı ile on iki yaşları arasında bir uçak dolusu çocuğu güvenilir bir yere götürürken içinde bulundukları uçak düşürülür. Ancak başlangıçta neredeyse uçağın düştüğüne sevinen, orada olmaktan mutlu olan çocuklar gün geçtikçe bir cehennemin ortasında bulurlar kendilerini. Adaya düştüklerinde ön plana çıkan çocukların başlangıçta önceki yaşamlarında öğrendikleri kurallarla hareket ettiklerini görürüz. Adadan kurtulabilmelerinin yolunun geçen gemilerin, uçakların dumanı görebilmesi için ateş yakmak olduğunu düşünürler ki yarattıkları felaketler ilk yaktıkları ateşle başlar. Bu hikâye bir yandan insanın içindeki varoluşsal iyilik ve kötülükten bahsederken daha da önemlisi bir toplumda kötülüğün ve iyiliğin diğerlerini nasıl etki altına aldığını gözler önüne serer.” Kötülüğün insan yaratılışında doğuştan var olduğunu görüyoruz kitabımızda. Bir grup çocuk ilk başlarda birbirleri ile uyum içerisinde iken zaman geçtikçe kendi çıkarları doğrultusunda güçlünün yanında olmayı tercih ederler. Hayatta kalabilme adına kötülük yapmaktan kaçınmayarak iç dünyalarında yer alan masum duyguların nasıl şeytani bir ruha büründüğünü yaptıkları ile biz okurlara yansıtırlar. Her okurun okuması gereken bir eser. Yolu sevgiden, merhametten geçen güzel yürekli insanlara denk gelmemiz dileğimle..
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080.6k okunma
Reklam
176 syf.
·
Not rated
“ Yüksek lisans öğrencisi Ashley Davison, Noel tatilini Seattle’da tek başına yaşayan annesiyle birlikte geçirmeyi iple çeker. Eski ordu istihbarat subayı olan Dashiell Sutherland’in de Seattle’da bir iş görüşmesi vardır ve 23 Aralık’ta orada olmak zorundadır. San Francisco’dan Seattle’a olan uçak biletleri tükenince ikisi de ne yapacaklarını bilemeden havaalanında sıkışıp kalır. Son çare bir araba kiralamaktır ve kiralık tek bir araba kalmıştır. Ashley ve Dashiell kalan tek arabayı birlikte kiralamaya karar verir ama ikisi de onları bekleyen zorlu yolculuktan habersizdir. Bu iki yabancı önce sessizce yola çıksa da saatler ilerledikçe birbirlerine karşı koyamayıp aralarındaki buzları eritirler. Tatlı sert sohbetleri koyulaştıkça sadece ortak yönlerini keşfetmekle kalmazlar, aynı zamanda birbirlerine karşı koyamadıklarını da fark ederler. Yolculuk sırasında gerçekleşen beklenmedik olaylar, Seattle’a varışlarını geciktirse de gafil avlandıkları bu duygu, aralarındaki bağı daha da güçlendirecektir. Yağan ilk karın bu iki hassas kalbe muhteşem bir hediyesi vardır.” #debbiemacomber ‘dan romantik komedi tarzında keyifli bir kitap. Ashley ve Dashiell arasında yaşanılanları okumak epey keyifliydi. İki zıt karakter ve zorlu bir yolculuk. Ayrıca yolda sahiplendikleri köpeğin yaptıklarını okumak bizleri epey güldürdü:)) Tarzı sevenlere tavsiyemdir..
Bir Kış Rüyası
Bir Kış RüyasıDebbie Macomber · Epsilon Yayınevi · 2020668 okunma
416 syf.
·
Not rated
·
Liked
“ Kafasının içindeki boşluk siyah değildi. Daha çok ayna gibi dümdüz, buz tutmuş bir gölün yüzeyine benzer solukta, buz mavisiydi. Ve hepsinin üzerinde sanki biri uzaklarda bir harpın kirişine vurmuş gibi hafif bir titreşim süzülüyordu.” “ Şiddet mağduru bir kadın hasta, psikiyatrist Ellen Roth’un kâbusu haline gelir: Kara Adam tarafından izlendiğini iddia eden hasta, gizemli biçimde, iz bırakmadan ortadan kaybolur. Şimdi kendi hayatını da hastasınınkini de tehlikeye atan korkunç bir oyunun ortasındaki Dr Ellen Roth için hiç kimseye güvenemediği umutsuz bir savaş başlamıştır. Şeytani bir yapbozun parçalarını bir araya getirmeye çalışmaktan başka çaresi kalmayan genç psikiyatrist, korku, şiddet ve paranoyadan oluşan bu labirentte çıkış yolunu bulabilecek midir?” Psikolojik gerilim tarzında ilmek ilmek işlenmiş sürükleyici bir kitap. İnsan zihnini allak bullak eden sayfalar eşliğinde savrulurken tükenmek bilmeyen sorular kafamızda yer alıyor. Her bölümde duvara toslarken psikiyatri alanında bilgi sahibi olmak güzeldi. Geçmiş zamanda yaşanılan travmalar geleceği nasıl etkiliyor bir kez daha şahit oldum. Kurgunun sağlam oluşu, okuru gizemli bir yolculukla baş başa bırakan @wulfdorn_official kalemi yine muhteşemdi. Bugüne dek okuduğum kitaplarının hepsi harikaydı. Tarzı sevenler için elinizden bırakamayacağınız bir kitap..
Psikiyatrist
PsikiyatristWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20169k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
276 syf.
·
Not rated
“ Sadece yıkıcı kayıp yaşayan biri ait olacağı, değer göreceği bir yuva, bir yer bulmanın değerini anlardı.” “ İkiz kardeşinin ölümünün ardından yeni bir başlangıç yapmaya ihtiyaç duyan Hope, sakinliğiyle bilinen Oceanside’a yerleşmeye karar verir. Bu huzur dolu sahil kasabasında hem öğretmenlik yapacak hem de kayıplarıyla yaşamayı deneyecektir. Yeni hayatına kolayca uyum sağlasa da hâlâ eksik bir şeylerin olduğunu hissetmektedir. Ta ki ev sahibi onu bir hayvan barınağında gönüllü olmaya ikna edene kadar. Hope burada saldırgan ve çaresiz köpek Gölge ile tanışır ve ona yeni bir hayat sunmak için olanca şefkatiyle elinden geleni yapar. Barınakta çalışan bir diğer gönüllü Cade ise Afganistan’daki savaştan ağır hasarlarla dönmüş mutsuz bir askerdir. Geçmişte yaşadıkları nedeniyle ilişki kurmakta zorlanan Cade pek arkadaş canlısı değildir ve Hope’tan uzak durmaya kararlıdır.” Hayat bizlere ne getirir bilinmez ama umudun daim olduğu, yaraların zamanla sarıldığı, yüreği güzel insanların elbet yanımızda yol aldığının farkına varacağımız anlar olacaktır. Tıpkı Cade ve Hope gibi. Sıcacık, samimi bir kitap olduğu kadar hayata karşı bakış açımızı değiştirecek duygu yüklü kitabın her sayfası muazzamdı. Durmadan koşturmak yerine hayatı biraz yavaş yaşayarak güzellikleri kaçırmamakta fayda var. Farkında olmadığımız yanı başımızda yer alan mutlulukların değerini bilerek her anın tadını çıkarmaya var mısınız..
Güzel Günlerin Habercisi
Güzel Günlerin HabercisiDebbie Macomber · Epsilon Yayınları · 2023100 okunma
454 syf.
·
Not rated
“ Kader tuhaf bir şey. Kendi yaşamlarımızın patronu olduğumuzu sanıyoruz, ama tekrar tekrar, bizi başka yollara sürükleyen olaylar oluyor. Kontrol hâlâ bizdeymiş gibi yaparak, itildiğimiz yöne gidebiliriz. Ya da, kaderin bizden ne istediğini anlamaya çalışabilir, bunun gerçekleşmesine yardım edebiliriz.” “ İkinci Dünya Savaşı sırasında, ücra bir Yunan köyünde Yüzbaşı Elias ve direnişçi gerillaları, Nazilerle çatışmaya girerler. Haince bir eylem yüzünden köyün kilisesi yanıp kül olur, birkaç kişi içeride saklı ikonayı kurtarmaya çalışırken ölür, ikona ortadan kaybolur. O gün olanlar uzun süre bir gizem perdesinin ardında kalır, ta ki altmış yıl sonra ikona New York sanat piyasasında ortaya çıkana dek. İkona yoğun -ve hatta ölümcül- bir ilgi uyandırır, talipleri her geçen gün artar.Her biri değişik nedenlerden ona sahip olmayı istemektedir. Nazi işgali altındaki Yunanistan’dan günümüz New York’una uzanan bu soluk kesici koşuda ipi kim göğüsleyecektir? Kim rakiplerini altedip ikonaya önce ulaşacaktır? İkona yalnızca kutsal bir nesne midir, yoksa başka güçlerle de mi yüklüdür?” Sanırım son zamanlarda kitap tercihlerim biraz sıkıntılı. Tarzım olmayan bir kitap okudum ve epey zorlandım. Yinede yarım bırakmayıp bitirdiğim için aferin bana;) Tanıtım yazısını sizlerle paylaştım tarzı sevenler için öneri olabilir. İnanç, sanat, tarih ve macera yolculuğuna çıkmak isterseniz aradığınız kitap olabilir. Ama öyle gizemli bir macera beklemeyin..
İkona
İkonaNeil Olson · İthaki Yayınları · 200553 okunma
Reklam
232 syf.
·
Not rated
“ Ona dikkatle baktım. O gerçekten de böyleydi; ilgimi çekebilecek hiçbir şeyi kalmamıştı. Geçmişten kalma bir kıymık bile değildi, sadece bir lekeydi; bir elin duvarda yıllar önce bırakmış olduğu bir izdi sadece.” “ Sen Gittin Gideli, kocası tarafından terk edilen ve iki çocuğuyla birlikte ayakta kalmaya çalışan Olga’nın hikâyesini anlatıyor. Olga kocasının ani kararının ardından, hayatın bütün sorumluluklarını tek başına sırtlanmak zorunda kalır. Bu çalkantılı dönemde kocasıyla, çocuklarıyla ama en çok da kendisiyle yüzleşir. En basit işler bile büyük sorunlara dönüşürken, Olga, yaşadığı büyük üzüntü ve hayal kırıklığının üstesinden gelmeye, dahası akıl sağlığını korumaya çalışır.” Bazı kitapların okunması için gerçekten zaman kavramının önemli olduğu kanısındayım. Ama okuduğum bu kitap için hangi zaman olsa yine aynı fikirde olacağım aşikâr:)Konusu cezbedici gibi görünüyor ama sayfalar bitmek bilmiyor. Olga’nın yaşadıklarını okumak girdap içinde kaybolmak gibiydi benim için. Kısır döngü doğrultusunda kitabı bitirdim ne anladın derseniz inanın bende bilmiyorum. Kitabın kapağının güzelliği dışında tavsiye eder miyim ? Belki seven ve farklı pencereden olayları değerlendiren okurlar olabilir
Sen Gittin Gideli
Sen Gittin GideliElena Ferrante · Everst Yayınları · 2017183 okunma
·
Not rated
Cumhuriyet’in ilk yılları, kendini yeniden var eden güçlü bir kadının olağanüstü hikâyesi.. Bafra’da filizlenen Ankara’da yeşillenen Aliye’nin büyülü dünyası kitabın satırlarında bizleri misafir ederken, etrafında yer alan eli öpülesi kişileri bir kez daha yürekten sevgiyle anıyorum.. Cumhuriyet’in ilan edildiği gün ve devamında Medeni Kanun ile birlikte kazanılan haklar. Memleket soyadı seçme telaşında iken Aliye ve ailesinin yaşadıkları ise farklı bir karmaşa. İleriyi gören, torununun okuması için elinden geleni fazlasıyla yapmaya çabalayan Cemile anne. Çaresizlik içinde ki Aliye’nin hayalini gerçekleştirmek için desteğini esirgemeyen baba şefkâti ile kol kanat geren Ruhi Öğretmen. Dost kavramını iliklerinize kadar hissettirecek Ferruh. Ve kalbin kıpırtısı ile başlayan kelimelerin yetersiz kaldığı aşk..
Aylin Bendis
Aylin Bendis
Kendi Gölgesinde
Kendi Gölgesinde
“ İstikbali hakikatli, yaşanabilir, manalı kılan, onurlandıran mazimizdir. Bu mazi insan dünyasının, neticede tabiatının en temel unsurudur; bizzat öğrenmesi icap eden, en mühim dersidir. Bundan ötürü tarihte olduğu kadar hususi hayatta da, kaçırılan dersin muhakkak kabarık bir maliyeti vardır.” Okumaya devam ettiğim Hakime Aliye Hanım’ın can bulduğu eseri yorumumda daha ayrıntılı anlatacağım. Bir kadının tek başına yaptıklarını öğrenmek inanın gurur verici. Kaldı ki yaşanılanlar Cumhuriyet’in ilan edildiği yıllar. Geriye dönüp şöyle bir düşününce gıpta ile imreniyor olmak az kalacak. Canım @aylinbendis beni derinden etkilemeyi başardın ve eminim tüm okurlar bu yönde düşünecek..Final ile taçlanmayı sabırsızlıkla bekliyorum, yürek dolusu sevgiler..
Kendi Gölgesinde
Kendi GölgesindeAylin Bendis · Kent Kitap · 20242 okunma
188 syf.
·
Not rated
·
Liked
“ Eserimi büyük bir ruh ağı gibi, birbirlerine saçlarıyla bağlanan o kadınlara ithaf ediyorum. Seven, doğuran, ümit eden. Binlerce defa düşüp yeniden ayağa kalkan. Eğilen ancak yenik düşmeyen kadınlara. “ “ İtalya. Giulia, babasının atölyesinde çalışan genç bir kadın. Babasının geçirdiği kaza sonrası nesillerdir faaliyet gösteren, aile yadigârı
Saç Örgüsü
Saç ÖrgüsüLaetitia Colombani · Yan Pasaj Yayınevi · 20206.6k okunma
114 syf.
·
Not rated
·
Liked
“ Dışarıda bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben. Hayattan umudunu kesmiş insanların sığındığı, kıyıda köşede kalmış barınaklardan biriydi. Kaçıklar çoğunluktaydı. Yapayalnız ölsünler, kazananların başına bela olmasın diye aileleri tarafından bırakılan yaşlılar da vardı.” “ Küba’nın 47 yaşında intihar eden dâhi yazarı
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,456 okunma
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
“ Bazen en büyük hakikâtlerin bilgisinin en büyük günahlarla yan yana durduğunu unutma Settarhan. Aşkın nizamı parçalanınca her şey göze abes görünmeye başlar. İnsan içinden yenilenmeyince dışından eskir.” “ Nar ağacının kesik gövdesindeki acıya baktı. Derin bir balta izi kalmıştı geriye ve nar ağacı, kesilirken ağlamıştı. Lâkin ağacın kökünden
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127.4k okunma
Reklam
224 syf.
·
Not rated
·
Liked
“ Kimi taşra kentlerinde, bakanlara en karanlık manastırların, en donuk çorak toprakların, en kasvetli yıkıntıların uyandırdığı hüznü veren evler vardır.” “ Klasik Fransız edebiyatının büyük yazarı #honerodebalzac ilk kez 1833’te yayımlanan #eugeniegrandet romanında taşra insanlarını ve onların özellikle parayla ilişkilerini kendine özgü
Eugénie Grandet
Eugénie GrandetHonore de Balzac · Can Yayınları · 20213,050 okunma
488 syf.
·
Not rated
·
Liked
“ Annemle babam o kadar zahmete girip özel tasarım bir bebek yaptıracak olsalar, o zaman itaatkârlık, yumuşak başlılık ve kadir bilme genlerini ektirdiklerinden kesin olarak emin olurlardı herhalde diye düşünüyor insan.” “ Anna hasta değil, ama on üç yaşına dek sayısız ameliyat, nakil ve operasyon geçirdi, iğneler vuruldu. Hepsi ablası Kate’in
Kız Kardeşim İçin
Kız Kardeşim İçinJodi Picoult · April Yayıncılık · 20191,454 okunma
576 syf.
·
Not rated
·
Liked
“ Jackson, yol boyunca ilerleyen ve gitgide çevreye yayılan büyük, beyaz bir bölgedir. Fakat kentin siyahi kısmında, biz büyük bir karınca yuvası gibiyiz; etrafımız satılık olmayan eyalet topraklarıyla çevrili. Sayımız arttıkça yayılamıyoruz. Yalnızca şehrin bulunduğumuz tarafı kalabalıklaşıyor.” “ Kaybolmuş ve adaletsiz bir dünya. Mississippi,
Duyguların Rengi
Duyguların RengiKathryn Stockett · Pegasus Yayınları · 2012966 okunma
400 syf.
·
Not rated
·
Liked
“ Hayattayken, belki bazı adaletsizlikler olabilir, ama ölünce herkes eşit muamele görür.” “ İran’ın başkenti Tahran’da, on yedi yaşındaki Paşa 1973 yazını en iyi arkadaşı Ahmed’le birlikte evinin damında geçirir. Gelecekleri üzerinde konuşur, hayat hakkında yakıcı sorular sorarlarken, bıçak gibi keskin sırlarla ve kabullenilmesi zor gerçeklerle yüzleşirler. Paşa’yı, İran’ın devrime yaklaşılan döneminde, Şah’ın zalimliğiyle yankılanan sokaklarda, çocukluktan yetişkinliğe geçişin, büyümenin sancıları beklemektedir. Şimdi damlar daha karanlık, ama yıldızlar daha parlaktır. Etkileyici ve duygusal olarak güçlü olan bu romanda, Mahbod Seraji hepimizin ortak paylaştığı insani deneyimleri, yani gülümsemeleri, gözyaşlarını, aşkı, korkuyu ve her şeyden öte umudu zihinlere ustalıkla işlerken, aynı zamanda eski Fars kültürünün içinde ateşlenen güzellik ve zalimliği gözler önüne seriyor.” Kültürler farklı olsa bile insanların yaşadıkları hep aynı. Etkileyici bir okuma oldu benim için. Zalimler kendi çıkarları uğruna hayatları yok ederken umudun bir araya getirdiği insanların yaşam mücadelesi bizlere ışık olacaktır eminim. Son sayfalar gözyaşlarının sevgi seline dönüşmesiyle beni derinden duygulandırdı. Anladım ki; gerçek sevgi fedakârlık gerektiriyor..
Tahran'ın Damları
Tahran'ın DamlarıMahbod Serajı · Pegasus Yayınları · 2010445 okunma
142 syf.
·
Not rated
“ Benim adım Müzeyyen. Süslenmiş, güzelliklerle bezenmiş demek. Ben güzelliklerle bezeliyim. Süslenmiş bir hayat benimki. Müzeyyen’im ben. Doğmadan belliymiş adım.” “ Müzeyyen. Annesinin kuzusu. Babaannesinin biriciği. Babasının. Sa­hi ben babamın neyiydim? Bütün bu hikâyenin içinde benim rolüm neydi, diye düşündüm hep. Benim repliklerimi kim yazmıştı, mizansenlerimi kim belirlemişti? Sahneye hangi taraftan gireceğime, uslu kızı oynarken neler giyeceğime, içimdeki kötülüğü kusmaya başladığımda nelerden soyunacağıma kim karar vermişti? Okuduğum bütün kitaplarda beni bana anlatacak bir karakter arardım. Dinlediğim radyo oyunlarından, izlediğim filmlerden bir cümlecik çalmaya çalışırdım. Saatçi Nejat Bey ile ev hanımı Meral Hanım’ın kızı Müzeyyen’i bana anlatabilecek bir cümle.” Geçmişe yolculuğa çıkayım dedim ve bende iz bırakan bir kitabı tekrar okudum. Ahh Müzeyyen, kardeşinin doğumuyla kendi varlığının silinmesini gurur ederek yaşama küstüğü ve yıllar sonra yaşadığı pişmanlığa bir kez daha tanıklık ettim. Bulunduğumuz an bazı olaylar gözümüzde ne kadar büyük, sıkıntı, karamsar gibi görünüyor. Zaman geçince ardımıza bakıp meğer ne kadar abarttığımıza karar veriyoruz. Sanırım bu durumun adı olgunlaşmak olsa gerek. Müzeyyen ailesine sırtını dönerek yaşamına devam ederken aldığı haber geçmişi telafi etmek için atacağı adımın başlangıcı olacaktır. Her insanın kendinden izler bulacağı dokunaklı bir hikâye..
Aile Çay Bahçesi
Aile Çay BahçesiYekta Kopan · Can yayınları · 20132,108 okunma
303 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.