Bu, insanın dipsiz bir uçurumun önünde durup yaşamın acımasız varoluşsal gerçekleriyle - ölüm, yalnızlık, temelsizlik ve anlamsızlıkla- nasıl yüzleşeceğine karar verdiği zamandır. Tabii ki çözüm yoktur. İnsanın yalnızca belli tavırlar arasında seçimleri vardır: “kararlı,” ya da “ilgili” olmak, ya cesurca meydan okumak, ya metanetle kabul etmek, ya da akılcılıktan vazgeçip hayranlık, korku ve gizem içinde ilahi bir kudrete güvenmek.