Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beklemek de bir uğraş. Hiçbir şey beklememek korkunç.
Atatürk dinle, İslam’la kavgalı bir insan değildir. O, dini, İslam’ı siyasi, ticari ve şahsi menfaatleri için kullanan insanlarla kavga etmiştir. Ve hayatı boyunca Müslüman Türk milletinin, İslam’ı, Kur’an ve hadis gibi asli kaynaklarından doğru bir şekilde anlayabilmesi için gayret göstermiştir. Dr. Ali Güler
Sayfa 247 - Kronik Kitap
Reklam
"Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz; böylesine ustalıklı,böylesine sanatsal bir zalimlik insan da olur sadece."
Sayfa 186 - Dostoyevski (Karamazov Kardeşler)Kitabı okudu
“ Öyle bir gün geliyor ki, insan olması gerektiği yerde olmak istiyor. Ama kimi kez yaşamak için, intihar etmekten daha çok cesaret gerekiyor.. ” ll Albert Camus- Mutlu Ölüm
Atatürk
Bir asker olmasına rağmen barıştan yana olması bizim için büyük bir şanstır. Dünyada böyle adamlar azdır. Onu evrenselleştiren durumlardan biri budur. Başkomutanlık muharebesi sonrasında savaş meydanında kalan Yunan ölülerine de üzülmüştür. Zaten, “mecburiyet olmadıktan sonra her savaş bir cinayettir” derken bunu kastetmiştir. Prof. Dr. İlber Ortaylı
Sayfa 268 - Kronik Kitap
"Haksızlık karşısında susan,dilsiz şeytandır."
Sayfa 186 - Hz.MuhammedKitabı okudu
Reklam
‘Hayatta yegâne övüncüm ve servetim Türk yaratılmamdır.’ der
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 220 - Kronik Kitap 13. BaskıKitabı okudu
Şarlken’in imparatorluğu Süleyman’ınki gibi kılıçla değil, yüzükle kurulmuştur.
Sayfa 138Kitabı okudu
‘Şimdi savaş bitti ama yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve okumakla, kitapla olur; işte şimdi cephane taşıdığımız o sandıklara kitaplarımı koy, sandıklarla taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın’ der
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 224 - Kronik Kitap 13. BaskıKitabı okudu
Zaten "mecburiyet olmadıktan sonra her savaş bir cinayettir" derken bunu kastetmiştir. Asıl savaş şimdi başlıyor derken haklıydı çünkü 1933'te, 1912-22 arasındaki savaşların faturası olarak, 15 milyonu bulan Türkiye nüfusunun yaklaşık 1 milyonu kör, topal ya da çolaktı, yani sakattı. Yine 1917'de ordu sağlık bürosunun yaptığı bir araştırmaya göre, halkın %14'ü sıtmalı, %9'u frengiliydi. Köylülerin %72'si bitli olup, her an tifüse yakalanabilecek durumdaydı. İşte Atatürk ve arkadaşları bunların savaşını da vermişlerdir. Mesela Samsun'a çıkışından beri onunla olan, Dr. Refik Saydam gibi seçkin bir sağlık bakanının arkasında yokluklar içinde kavrulan bir sıhhiye ordusu vardı ve beraber çok şey başardılar. Hıfzıssıhha Enstitüsü açıldı; penisilin ve sülfamitlerin icadından evvel frengi, sıtma ve tüberküloz gibi salgın hastalıkları önlediler. Bunlar kolay işler değildi. Yine mesela kadın hakları konusu... Cumhuriyet'ten evvel, Türkiye'de kadın hareketlerinde, kadının aydınlanmasında bir atılım vardı. Ancak Cumhuriyet, bu hareketleri yönlendirmeyi, kanunlaştırmayı, sistemleştirmeyi başardı. Kadının toplum hayatındaki yerini, üstelik birçok Batı toplumundan önce kadınlara seçme-seçilme hakkı vererek sağlamlaştırmış olması, Cumhuriyet'in en önemli kazanımlarından biridir.
Sayfa 268 - Kronik Kitap, 3. Baskı: Ağustos 2021 | Mustafa Kemal Atatürk, İlber Ortaylı
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.