Kızgın veya Dürtüsel Çocuk Modunda bulunan bir bireyin karşısındaki kişi hem kendisini bu duruma karşı öfkeli veya engellenmiş hissedebilir, hem de bu duyguları olasılıkla karşıya yansıtabilir. Ancak bunun tersi olarak şu da gerçekleşebilir: Bu durumun karşısındaki birey kendisini zayıf ve çaresiz ve bu moddaki kişinin öfkesinin veya şımartılmışlığının insafına kalmış gibi hissedebilir.
Görüyorsunuz ya, onlar da anneydi ama bizim anladığımız anlamda çaresiz, istemsiz bir doğurganlıkla ülkelerini insanla taşırmaya zorlanan, sonra da oturup çocuklarının acı çekmesini, günaha girmesini, birbirleriyle dövüşerek ölmelerini izlemek zorunda kalan anneler değil, Bilinçli İnsan Yaratıcıları olan annelerdi.
Sayfa 88Kitabı okuyor
İnsanlarla genelde konuşamam bile. Neyi nasıl söylemem gerektiğini de hiç bilmiyorum.
İşte bu noktada aklıma soytarılık geldi. Bu, benim insanlara son yakınlaşma çabamdı. İnsanların beni dibine kadar dehşete düşürmesine rağmen onlardan ne yaparsam yapayım kopamıyor gibiydim. Böylelikle, 'soytarımla' birlikte insanlarla bir noktada bağ kurmayı başardım.
Görünürde her zaman gülümsüyor olsam da içeride çaresiz bir mücadeleyle debeleniyordum, bir ipte yürüyordum, ter içindeydim, onları eğlendirdikçe felaket ihtimali her an yaklaşıyordu.
Çaresiz kaldığın ve çözümlerin tükendiği bir zamanda, Allah’ın sana ansızın bir imkan açacağına, hiç ummadığın yerden beklemediğin bir çıkar yol göstereceğine, dertlerine en uygun devaları göndereceğine inan.
Yarı batık halde olmak, bir geminin en çaresiz durumudur, karaya yakın olup ona ulaşamamak, bir türlü istediği yönde yüzememek, sağlam görünüp kırılgan olmak, ölümün gölgesinde hayat dolu olmak, gökyüzü ve okyanus arasında duvarlarla örülü gibi boşluğun esiri olmak, sonsuz bir zindanda yaşamak, rüzgârdan etkilenen dalgaların esiri kalıp felç olmak, böyle bir talihsizliğin altında ezilmek. Karşılaşılan her tehlikede, sanki karşımızda bizimle alay eden birinin varlığı...
Sayfa 120 - Zeplin Kitap
