Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif Anaç

Elif Anaç
@carmenashless
Bazen bazı cümlelerin altı çizilir, buraya onları biriktirmeye geldim.
Onun mücevherlerinin bir anlamı, bizimkilerinse ekonomik değeri vardı. Gerçekten de, diye düşündüm, bu dünyanın bir yerlerinde, değer sistemini yanlış yerlere oturtan insanlar vardı; ama bunların, Avustralya'nın en iç noktalarında yaşayan ilkeller olmadıklarına emindim.
Reklam
Bu insanlar beni olduğum gibi kabul etmişlerdi. Beni benimsemişler, özgün ve harika bir insan olduğumu düşünmüşlerdi. Koşulsuz bir şekilde kabullenilmenin ne demek olduğunu anlıyordum.
Kendimi bağışlamayı, yargılamamayı, ama geçmişten ders almayı öğrenmem gerekiyordu. Bana kabul etmeyi, içten olmayı ve başkalarının da aynını yapabilmesi için kendimi sevmeyi öğrettiler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
insan yüreğinden akan tek şeyin kan olmadığını öğrenmiştim
"Avustralya, Birleşik Devletlerden onyedi saat ileridedir. Sözün tam anlamıyla, insan yarına uçuyor. Yolculuk boyunca kendime hep şöyle dedim: bu uçağın içindekiler yere indiklerinde, yarın dünyanın hâlâ sağlam ve dönmekte olduğunu bilecekler. Çünkü gitmekte olduğumuz ülkede, yarın olmuştu bile. Eski denizcilerin ekvatoru ve denizin üzerine çizilmiş olan ve zamanın başlangıcını gösteren o görünmez çizgiyi sağ salim geçişlerini büyük bir heyecanla kutlamalarına şaşmamak gerekir. Bugün bile böylesi bir kavram insanın zihninde yeni boyutlar açmaya yetiyor."
Reklam
Her zaman için kendi kendine yeten, güvenli ve iyi eğitim almış bir kadın olan ben, ruhumun derinliklerinde yatan, yerkürenin bu tam aksi yönünde bulunan ülkeye bir yolunu bulup sızabilme hevesini beslemişimdir.
"Seçimlerini bilgelikle yap, çünkü istediğin şey eline geçebilir. "
"Acıyı unut. Dikenleri mola verdiğimiz zaman çıkartırsın. Dayanıklı olmayı öğren. Dikkatini başka bir noktaya ver. Daha sonra ayaklarına bir çözüm bulacağız. Şu anda yapabileceğin bir şey yok. "
Bir rüyada bile böylesine nazik insanlarla dolu bir mekanı böylesine dehşet verici olarak yansıtamazdım.
"Maddi nesnelerden ve bazı önyargılardan kurtulmak 'varolmaya' doğru yapacağım o yürüyüşün gerekli ve vazgeçilmez bir adımıydı."
Reklam
"Ben bunları İngilizce yazıyorum ama onların gerçeğinin sesi yoktur. Benim önerim, mesajın tadını çıkartman, sana iyi geleni yudumlaman ve geri kalanı tükürmen; dünyanın yasası da bu değil mi zaten?"
Sayfa 12 - Gezgin DilKitabı okuyor
"Her birimizin içinde, gelişmemize katkıda bulunan deneyimleri yaşadığımız kuytu bir nokta vardır."
Bazen, koyunlarla birlikte yaşamak çok daha iyi, konuşmaz koyunlar, yiyecek ve su aramaktan başka bir şey yapmazlar. Ya da kitaplar, dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır kitaplar. Ama insanlarla konuşurken durum başka, öylesine tuhaf şeyler söylerler ki, konuşmayı nasıl sürdüreceğinizi bilemezsiniz.
"Peki dünyanın en büyük yalanı ne? diye sordu delikanlı, şaşkınlık içinde. "Ne mi? Hayatımızın belli bir ânında, yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. Dünyanın en büyük yalanı budur. "
Her gün birlikte olmak gereksinimi duymaksızın, her zaman yeni dostlar ediniriz. Papaz okulunda olduğu gibi her zaman aynı insanları görürsek onları yaşamımızın bir parçası saymaya başlarız. Yaşamımızın parçası saydıkça da onlar bizim yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır. Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez.
400 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.