En mutlu insanlar hiçbir günü kötü geçmemiş insanlar değildir(Böyle birşey mümkün de değil) yaşadığı kötü anıları en hızlı silebilenlerdir.
Ne kadar üzerinden dalga geçilip sulandırılsa da "Carpe Diem" felsefesi sağlıklı bir psikoloji için şart
Ölü ozanlar derneği ilk olarak filmi çekilmiş ve sonrasında kitaplaştırılmıştır.
ben ilk kitabını okuyup izlediğim için filmini daha çok sevdiğimi dile getirmeliyim.
Filmde ve romanın da , 2 tema olarak işlemiş ailenin baskısının birey üzerindeki etkisi ve anı yaşamak kavramı üzerinde fazlaca durmuştur.
Okulun çok disipli bir yer olması,
"Her şey her zaman, içinde olduğumuz anda gerçekleşir, başka bir an veya başka bir fırsat yoktur. İnsanlar, geçmişi ve geleceği sürekli düşünerek yaşamın özü olan şimdiyi kaçırır- lar ve bunun farkına bile varmadan ölüm anında pişmanlık- larla çekip giderler. Änı kaçırmak aslında hayatı ıskalamak demektir. Ne kadar enteresan; bize verilen en
Anladığım kadarıyla yaşam bilgeliğinin altın kuralları şöyleymiş: (Hafiften kızgın yorumlarımı sonda yazdım)
1. En popüler olmuş öğüt: Hayatta mutlu olmayı hedefleme; en az mutsuz nasıl olurum veya en az nasıl acı çekerim bunun yollarını ara.
2. Kreşten çıkan oğlunun haleti ruhiyesini anlamak için nasıl geçti günün deme, bugün seni mutsuz eden
“Herkes anı yaşa der ya. Söylemesi kolay, anı yaşamak ne demek ki? Esasen anı yaşamak şu anda yaptığımız şeye tüm kalbimizi vermemiz demektir. Nefes alırken sadece soluğumuza, yürürken sadece adım atmaya, koşarken sadece koşmaya odaklanmak demektir. Her seferinde tek bir şeye odaklanmak yani. Geçmişi ve geleceği unutmak.” “Ya…” “İçinde bulunduğu anı yaşayan kişinin tutumu hayata karşı olgun bir tutumdur.” “Öyle mi?…” “Elbette.” Düşüncelere dalmış Minjun’u izlerken, aniden teatral bir tonla, “Seize the day” dedi Jungseo. Gülerek, “Carpe diem” diye karşılık verdi Minjun.
"Bir gün okula bir öğretmen gelir ve hayatınız değişir." cümlesini tam olarak karşılayan bir eser. Sıkı disiplin kuralları olan, erkek yatılı okulu Welton Akademisi'ne John Keating adlı yeni bir edebiyat öğretmeni gelir. Gerek kullandığı öğretim teknikleri gerekse öğrencilerle olan iletişimi bakımından diğer öğretmenlerden oldukça farklı bir profil çizer. Ve kısa zamanda öğrencilerin kalbinde taht kurar. Bu arada muhteşem edebiyat dersleri işlenir. Shakespeare, Byron, Shelley vb birçok yazar bu derslere konuk olur. Ama hepimizin bildiği üzere iyi şeyler çok uzun sürmez. Tüm öğretmenlerin, öğrencilerin, idarecilerin ve özellikle anne babaların okuması gereken bir eser.
Kitabın mottosu ise "carpe diem"anı yaşa, bugünü yaşa...
Ben önce kitabını okumayı sevdiğim için filmini izlememiştim.Filmini de izleyeceğim.
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,1bin okunma
Durdu." Kopar goncaları henüz vakit varken bugün, "diye yineledi Keating" bu duygu Latince Carpe Diem ile ifade edilir. Bunun anlamını bilen var mı aranızda?" "Carpe diem, "bugünü yaşa" demektir" diye yanıtladı Latince öğrencisi meeks. "Çok iyi bay ...?" "Meeks." "Bugünü yaşa"
"Vita brevis" hayat kısa... "Carpe diem" gününü gün et... Adamdan sayılmak için Arap harfleriyle okur-yazar olmanın şart koşulduğu günlere yetişemeyip Latin harflerini kullanarak hem okur, hem de yazar kabul edilme sırrıyla hemhal olan ben, Latinlerin ne hayatın kısa olduğuna dair tespitleriyle ve ne de günümü gün etmem yolundaki tavsiyeleriyle hemhal olabildim. Altmış yıllık ömrüm ki bana hiç kısa gelmedi, günümü gün etmekle değil ve fakat günlerimi atlatmakla geçti.
"carpe diem'e ne oldu? hayatın iliğini emmeye?"
"hayatın iliğini emmek boğazınıza kemik kaçırmak değildir, charles. cesur olunacak zaman var, tedbirli olunacak zaman var ve mantıklı biri hangisinin ne zaman gerekli olduğunu bilir,"
Durdu. "Topla gül goncalarını toplayabilirken," diye tekrarladi Keating. "Bu fikrin Latincedeki karşılığı Carpe Diem'dir. Bunun ne anlama geldigini bilen var mi?"
"Carpe Diem," dedi Latince âlimi Meeks, "Ani yasa."
Öykü kitabı okumak tıpkı hayat gibi, nasıl yaşarken bazı anlardan nefret edersin, bazılarını unutamazsın ve bazılarını hatırlamazsın, öykü kitaplarında da öykülerin bazıları aklına mıh gibi çakılırken bazılarını anımsamıyorsun bile. Adı bile çok çekici olan bu kitapta da bazı öyküler beni çok etkiledi.
Kitapta şu öyküler var.
1.Angel’ın